Eskiler "tercüme- hal" derlerdi. Şimdi "Hayat hikâyesi" deniyor... Hayat bizatihi bir hikâyedir... Biz, hikâyenin hikâyesini yazacağız..
7 Nisan 1932 tarihinde Kahramanmaraş-Elbistan ilçesi Celá köyünde dünyaya geldi... 5 Erkek kardeşin yaş sıralamasında 2. dir... Babası Ümmet Hoca diye bilinen Ummet Karakoç,
annesi Fadime Karakoç. Babası ve dedesi de şiir yazan Karakoç kardeşlerin hepsi de şairdir. A. Karakoç ilkokul sıralarında arkadaşlarını hicveden şiirler yazar. Kur'an yazısını öğrendikten sonra babasının dini edebi, tarihi kitaplarını okur.. Çocukluğunda başlayan okuma meraki, bugünde hastalık halinde devam etmektedir.. Salavan Dağı'nın eteklerinde bağlar bahçeler,
pınarlar, kayalar arasında mutlu bir çocukluk... İlhamının aldığı o sert ve temiz iklimi bir türlü terketmek istemez. Dolayısıyla da tahsil hayatını noktalar.. Sanat okulu kursuna devam eder, marangozluk öğrenir.. Az bir süre ceviz tahtalarına renk ve şekil verir. Kendi çizdiği motifleri ağaçta canlandırır...
1953 yılında askere gider.. Askerlik dönüşü kendi bağ-bahçe işlerinde çalışır. 1958 yılında köyünde kurulun belediyenin mes'ul muhasipliğine imtihanla girer. 1981 yılında aynı yerden emekli olur...
1958 yılına kadar yazdığı iki kitap tutarındaki
şiirlerini "hamlık dönemine aittir" diyerek yakar, imha
eder... 1958'de başlayıp yazdıklarını kitaplaştırır. Şu ana kadar yayınlanmış 13 adet eseri bulunmaktadır. Abdurrahim Karakoç üç çocuk babasıdır. 1984 yılı Ekim ayında Ankara'ya taşınmış olup halen burada ikamet etmektedir.. Yarışmaya katılmamış, ödül müessesesine karşı çıkmış bir şairdir. AKIT gazetesinde köşe yazarlığı da yapan Karakoç'un 100'ün üzerinde şiiri bestelendi... Şiirleri yabancı dillere çevrildi. Şölenlere katılmaz, mesleki kuruluşlara
Üye olmaz... Hälen yaşamaktadır. Yaşadığı müddetçe yazacağına dair yemini var.
İşte bir hikâyenin
hikayesi