Gönderi

Bir mafya babası sabahleyin gardırobu açıp, dışardaki rolüne uygun elbisesini seçip gi­yiyor ve evden çıkıyor. Evden dışarı adımını atar atmaz, yüzünde gaddar bir ifade ile, beden dili ve ses tonu tamamen değişmiş bir şekilde arabasına biniyor. îş yerinde ve rolü icabı yaptığı görüşmelerde insanları korkutuyor; acımasızca cezalandırıyor ve kendi menfaati uğruna en adi işlere bile göz kırpmadan tevessül ediyor. Aynı “babanın öğ­leden sonra bir politikacı ile randevusu var. Bu sefer rol yine değişiyor; yüzündeki o gaddar ifade, ses tonu, beden dili farklılaşıyor ve yine tabii ki kendi menfaati için yaptığı o görüşmede daha ılımlı, daha mütevazı, daha anlayışlı, hatta idealist bir tavır sergiliyor. Memleketin durumu üzerine çok akıllı yorumlar yapılıyor; genel yozlaşma eleştiriliyor ve parti için yüklü bir bağış sözü veriliyor. Yorgun “ baba” , akşam evine dönüyor; elbise gardıroba asılıyor, pijamalar giyiliyor ve o mübarek; halim selim, müşfik, sevgi dolu bir şekilde çocuklarını kucağına alıp onlarla muhabbete dalıyor... Bu arada hanımı ona gü­ nünün nasıl geçtiğini sorduğunda, anlamlı bir şekilde onun gözlerinin içine bakıp “ Ah, bir bilsen!” diyor... İşte persona veya alt kişilikle anlatılmak istenen insani hâl budur.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.