Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir müslüman eğer İslam'ı tam olarak benimsemezse, İslam'ı içselleştirmede zayıf kalır. Bunun üzerine bir de bu zayıflığı ailesine ve arkadaş çevresine yayarsa, o artık sadece fasid değil, aynı zamanda müfsid olur. Bunlar ne yaptıklarının, kimlere ne büyük zarar verdiklerinin farkında bile olmazlar. Bu konuda dikkat çekmemiz gereken bir husus da şudur: Bazı konularda genel kabullerimiz vardır. Barış, savaştan daha iyidir. Barış sağlamanın yolu müzakeredir, arayı bulmaktır, bağları koparmamak anlaşmazlığa düşmemektir. Bu bağları kesmek, savaşa girmek fesattır. Medine'deki münafıklar, kendilerinin barışı sağlamak için çaba sarf ettiklerini, sahabenin ve Mekkelilerin ise savaşmak için fesat çıkarmaya çalıştıklarını iddia ediyorlardı. Halbuki her iki taraf da biraz boş verebilse, birazcık taviz verebilse ortada bir sorun kalmayacaktı. Bu yüzden onlara "Yeryüzünde fesat çıkarmayın!" denildiğinde, "Hayır, hayır!" dediler, "Bizler barışı sağlıyoruz, bizler ıslah edicileriz." Oysa "fesad"ın esas anlamı ne savaştır ne de barış; "fesad"ın asıl anlamı "adaletsizlik"tir. Bir kız çocuğunun sebepsizce diri diri toprağa gömülmesi, insanların ticarette dolandırılıyor olması, ölçü ve tartıda hile yapılması (Mutaffifin, 1), fakirler itilip kakılırken kimsenin umursamaması (Maun, 2), bizzat Allah'a (cc) hakkının verilmemesi, Hz. İbrahim'in Allah'a (cc) ibadet için inşa ettiği, tevhidin sembolü olan Kabe'nin şirkin sembolü olan putlarla doldurulması fesattır.
Sayfa 133Kitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.