Hırs ve İntikam
Kitap, Truvalılar ile Akhalar arasında geçen Truva Savaşı'nı konu alır. Kitabı Yunan mitolojisini ve hikayelerini bilmeden okumanızı tavsiye etmem. Bilgi birikimi olmadan okunursa anlam bulmakta zorluk yaşayabilirsiniz.
Savaşa tanrıların ve tanrıçaların karışması günümüz dünyasıyla kıyaslayınca hiç de alakasız değil. Günümüzde nasıl siyasetçiler, üst düzey yöneticiler ülke içi karışıklığı çıkarıp buna yön verebiliyorsa aynısını tanrı-tanrıça rolüyle eski Yunan'da görüyoruz. Bir de son zamanlarda yoğun ilgi gören Squid Game dizisini aklıma getirdi. Diziyi izleyenler bilir. Lüks ve kanlı bir zevk ancak savaşla karşılanabilir.
Burada kadın figürlere de değinmek istiyorum. Tanrıça olsanız bile kadınsanız hayat gerçekten çok zor. Zeus'un aklına girmeye çalışan büyük tanrıça Hera'dan tutun da Su tanrıçası olmuş ama oğlunun kaderine ağlayan Thetis'e kadar hepsi ikinci planda. Halk içinde kadınların hâlini siz düşünün. Zavallı Helena en çok da olan ona oldu. Ve burada diğer üzüldüğüm kişi Hektor'un karısı Andromahi'ydi. Günümüzde her şey çok değiştiği için okurken garipseyebilirsiniz(!)
Ve şimdi beni asıl çeken ikiliye gelelim. Akhilleus ve Hektor ikilisi... Kitabın başından beri Akhilleus'u haklı bulup onu tutuyordum. Hektor de iyi biriydi ama Akhilleus hep bir tık öndeydi. Ama Akhilleus, Hektor'u öldürüp arabasının arkasında günlerce sürüklediği için kitabın sonunda fikrim değişti. Onurluca savaşmak değildi bu artık. Nefsiyle savaşıyordu Akhilleus ve yeniliyordu. Hektor gibi olmak önemli. Ama unutmayın Hektor gibi onurlu bir savaşçı olsanız da hayat bazen Akhilleus'tan yana olur. Ama tarih Hektor'u yazar.
İyi okumalar...
İlyada
Homeros
·
409 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.