Siyaset derimizin altına kadar nüfuz etti. Artık herkes elinde bayraklar, seçim şarkılarını dillerine pelesenk edip bir diğerinin ak dediğine ille de kara diyerek deli tavuklar gibi koşuşmakta.
Kimsenin doğru dürüst bir fikri yok aslında. Herkes ezberlenmiş cümleleri ile ilk okuma bayramını kutlayan ilkokul çocuklarında hallice. Kalıplaşmış cümleler konuşan ve konuştukça kendi sesinin tınısına hayran olan boş tenekelerle doldu ülke. Hepimiz Hakan Ural'ız.
Algı operasyonlarından, itibar suikastlerine, benim esnafımdan, gereği yapılır'a, mağdurum da mağdurum'dan, kusura bakmasın'lara kadar kalıp kalıp önümüze konulan sözlerle oyalana oyalana ilkel bir dil kullanarak linguistic anlatmaya çalışan akademisyenlere benzedik.
Yazık bize ama yine de ne de olsa anlamsız cümlelerle gününü gün ederken de çok güzelsin Türkiye.