Avuçlarının Arasına Bir Kalp Bıraktım kitabından sonra Altı Günde aradığımı maalesef bulamadım.
Kurgu o kadar kopuk ki okurken darma duman oldum. Dram ve aşk diye başladığım kitap gereksiz garip bir gizemin içine soktu beni.
Kitabı okuyorsun gitmiyor, bırakıyorsun bitmiyor. Tam bir gitmemezlik
Gemma, düğün günü damat bey'in kiliseye gelmediğini öğreniyor. En yakınları dahil tüm davetlilerin aklında tek düşünce var o da damat bey'in gelini terk ettiği yönünde ama Gemma buna bir an bile inanmaz.
Finn'in evine gider, ipuçlarını araştırır, polise gider ama ona ne olduğunu asla bulamaz. Damadi bulmak için hepi topu ALTI GÜN var. Mesele neden altı gün
Bu noktadan sonra kitap, günümüzden yedi yıl öncesine, ordan dört yıl öncesine en sonda 18 ay öncesine gidip geliyor.
Günümüzden çok geçmişi okuyoruz ki bu sıkılmamdaki en büyük etkenlerden biri.
Kitapta sevebileceğim tek şey Gemma ve en yakın kankası Hannah'ın dostluğu oldu.
Yaşasın kankitellalar
Kitap bence herkesin sevebileceği bir konuya sahip değil. O yüzden öneri kısmında sessiz kalacağım.
KitapRüyasından Sevgilerle