Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Rodney William Whitaker ya da nam-ı diğer Trevanian. Son zamanlarda bir şeyler yazmaya devam etmek için kendimi motive etmeye çalışıyorum. O yüzden okumaktan büyük zevk aldığım yazarların bazı kitaplarını tekrar okuyarak okuma tempomu korumayı, okumaktan zevk almayı ve en önemlisi de yazabilmek için ilham ve örnek almayı istiyorum. Trevanian bir romancı olarak benim için çok önemli bir yere sahip. Onun satırlarını okurken adeta kendimi hikayenin içinde hissediyorum. Betimleme gücü o kadar yüksek ki; sizi o şehrin sınırları içine sokuyor, o şehrin havasını soluyorsunuz, sokaklarında yürüyorsunuz, insanlar sanki karşınızda. "İnci Sokağı" romanının ayrı bir özelliği var. Otobiyografik öğeler taşıyor olması. Yaşlılığında kızının yardım etmesiyle yazdığı kitaplardan. Trevanian takma adını genellikle polisiye ve macera romanlarında kullanıyordu. Yayıncıları özellikle kitaplarını bu isimle yayınlaması için de baskı yapıyordu. Ömrü boyunca toplumdan kendini gizlemesi, şöhreti bir kenara itmesi. Üniversite hocası olarak sessiz ve sakin bir hayatı tercih etmesine her zaman büyük bir hayranlık duydum. Amerikan Edebiyatının en sevdiğim dönemi 1900'lü yılların başından II. Dünya Savaşı'na kadar ki olayları ve yaşanmışlıkları anlatan dönemidir. Jack London, John Steinback ve Upton Sinclair o dönemlerde hem yaşamış hem de gözlem yetenekleri ile çok güzel kitaplar yazmışlardır. Ursula Le Guin, Harper Lee, Saul Bellow gibi yazarlarda o dönemlerde çocukluklarını yaşamalarına rağmen anılarıyla beraber çok iyi eserler ortaya çıkarmışlardır. Trevanian'da bu eserinde 1931'den 1945'e kadar ki dönemi anlatıyor. Birinci ağızdan yazılan bu eserde aslında kahramanımız Jean-Luc Lapointe yaşlanmış haliyle bize gençliğini anlatıyor. Baktığımızda aslında Trevanian'ın da gerçek doğum tarihi 1931'dir. Muhtemelen çocukluk anılarından yola çıkarak bu romanı yazdı. O dönemin bir ruhu olduğunu düşünüyorum. İlgili dönemi anlatan tüm romanların kahramanları zorluklarla mücadele etmesine rağmen, hayattan zevk alabilen ve mutlu olmayı becerebilen kahramanlar. Dik başlı, harcanmış yetenekler... Küçük bir çocuk değil de, küçük bir adamın mücadelesini okuyoruz. Amerikan Rüyası'nın henüz rüyadan ibaret olduğu zamanlar. Önce yoksulluğun insanları birbirine düşman ettiği, zengin ile fakir arasındaki uçurumun artmaya başladığı, insanların geleceğe dair umutlarını kaybettiği bir dönemdir 1930'lar. Sonrasında II.Dünya Savaşı'nın çıkması ile hikayenin seyri değişiyor. Amerikan Rüyası'nın gerçek olması , toplumun kenetlenmesi, üretim çarklarının dönmesi, insanların tüketmeye başlamasıyla Amerika'nın yeniden inşası ve insanların geleceğe dair umutlarının yeşermesi ile boomer çağının başladığı gerçeği var. Tabi bu hikayede herkes için mutlu son yok. Ama kendinizden bir şeyler bulacağınız çok şey var.
İnci Sokağı
İnci SokağıTrevanian · E Yayınları · 2008254 okunma
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.