Hüzün insanın benliğini sarar, alır götürür.Hüzünlü insan baktığı her şeyi aynı mercekten izler ve öylece bize yansıtır.
Anna Ahmetova'nın şiirlerinde insanın yüreğini ısıtan bir şey bulamıyor insan.Belki de Birinci Dünya Savaşı yıllarının getirdiği umutsuzluk ve acıların arasında kalan insanların yaşadığı karamsar duygulardan sıyrılıp güzel ve güneşli günlere inanan mutlu bir yusufçuk havalandıramamıştır yüreğinden.
Ama kadının adı olmayan bir çağda Anna Ahmetova'nın kendini bir Şair olarak kabul ettirmesi takdire şayan bir durum olarak kabul edilmelidir.