Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Bu durum içerde ister istemez bazı alanlarda zengin edeceklerinin işlerini kolaylaştırmak için tekeller kurmaya zorlar hükümetleri... Devlet işletmelerinin zararına katılmadan kaymağını alarak, fazladan pazarı tekel şartları içinde tutarak iş yapanlar, Batı anlamında kapitalist olamazlar. Bunlar ne kadar çok zenginleşirse, devleti o kadar çok didikler, temellerini o kadar çok oyar. Bunlar, içinde bulundukları şartlar dolayısıyla sınıf şuuruna varamadıkları için kendi devletlerini kurmaya yönelemezler. Tersine hiçbir sorumluluk yüklenmeden Batı anlamında sınıf karakteri olmayan enikonu sahipsiz devleti kendi hesaplarına çalıştırıp soymayı çıkarlarına çok daha uygun bulurlar, dedim. 'Bu düzende Doğulu devlet, halklara karşı ödevlerini yerine getiremez olur. Halkın düşmanlığı, bir anlamda da umutsuzluğu arttıkça artar. Yüksek idarecilerle onların hırsızlık ortakları da bu umutsuz halklara gittikçe daha etkili kötü örnek olurlar. Bir yandan zenginlik düşmanlığı alıp yürürken öte yandan insanlar içinde debelendikleri kara yoksulluktan ancak vurgunla, kanunsuz çarpmalarla lotaryalar yoluyla kurtulacakları inancına varırlar. Böyle ortamlarda hırsızlık atıp olmaktan çıkar. Toplumun en alt tabakalarında sürünenler bile hiç olmazsa çocuklarını okutup bu soygun çetesine katmayı biricik amaç edinirler. Böyle ortamlarda halklara doğruları anlatmak giderek imkansızlaşır. En akıl almaz yalanlar, hayaller tabulaşarak en açık gerçeklerin yerini tutar. Bu sebeple böyle ortamlarda siyasi partiler ister istemez birer yalan fabrikası hâline gelir. Seçmen söylenene değil, bunlardan hangisinin iktidara yakın olduğuna, yakın olanlardan da hangisinin vurguna daha açık, daha yatkın olduğuna bakar. Böyle durımlarda politikacıları hırsızlıkla suçlamak, onların seçim güçlerini azaltmaz, tersine arttırır!' dedim."
Sayfa 235
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.