Kurt Kanunu

Kemal Tahir
“Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Romanın konusu 1926 İzmir Suikastı gibi son derece buhranlı bir devrede geçiyor. Bunun için adını Kurt Kanunu koyduk. Kişiyi sosyal çevresi ve bunalımları içinde ele alıyorum. Gerçekten büyük tehlikeler içinde kıstırılmış insanların romanı bu.” Ömrünü savaş meydanlarında, pusularda, dağlarda ve şehirlerde yıkmakla yıkılmakla, kaçmakla kovalamakla kâh av kâh avcı olarak geçirmiş bir savaşçı; kavganın, iz sürmenin, yanık barut kokusunun, çeliğin ve kanın genzinde bıraktığı tadı unutabilir mi? Devleti, toplumu, milleti, en önemlisi de bütün iniş çıkışlarıyla insanı anlamaya hayatını hasreden Kemal Tahir, Kurt Kanunu’nda Kurtuluş Savaşı sonrasının en bunalımlı dönemini, İzmir Suikastı’nı ele alıyor. Kemal Tahir, romanında İttihat ve Terakki’nin meşhur “Küçük Efendi”si Kara Kemal’den Abdülkerim Bey’e, Gurbet Hala’dan Semra Hanım’a, Emin Bey’den Perihan’a; o kendine has karakter çeşitliliğiyle yeni Cumhuriyet’in, Türkiye’nin ruhunu arıyor. Bir sürek avına eşlik eden bu cesur arayış, elbette hesaplaşmalarla, muhasebelerle ve en önemlisi de tarihe romantik, nostaljik bir olgu olarak bakmaya meyilli olanlar için derin sarsıntılarla dolu. Kemal Tahir’i ölümsüz kılan, Türk düşüncesinin ve Türk romanının sarsılmaz yazarlarından biri haline getiren de zaten bu değil midir? “Kurt Kanunu’nda, ben, salt bazı kişileri tartaklamaya, tartaklayarak büsbütün sersem edip dehşete düşürmeye çalışmadım, ilk şaşkınlıklarıyla tekerleneceklerini kestirdiğim çukurdan kurtarmaya da uğraştım.”
304 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

304 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kemal Tahir
Kemal Tahir
'in her bir eserini okudukça ona olan hayranlığım artıyor. Benim için bir yazarın veya eserin en önemli yönü bir manifesto içermesi. Bir ürün ortaya çıkartırken mesajlar vermesi, insanlara roman türünde bile bir fikir aşılaması çok değerli. M. Kemal Atatürk'e planlanan ve başarısızlıkla sonuçlanan bir suikasti ve onu planlayanların hayatını ele alan bir temanın etrafında roman şekilleniyor. Çeşitli diyaloglar ile yazar o dönemin sorunlarını çok güzel ele alırken, özellikle Emin Bey'in ağzından sorumluluk ile ilgili verdiği mesajlar beni çok etkiledi. Kitabın manifestosu: SORUMLULUK Çok başarılı bir eser. Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20225,4bin okunma
Kurt Kanunu - K. TAHİR /Okumak Güzeldir Kitap Okuma Yarışması!
272 syf.
9/10 puan verdi
·
22 günde okudu
İncelememe bir teşekkürle başlamak istiyorum.
Kemal Tahir
Kemal Tahir
ile tanışmama, gözümü korkutan eserleri okumama vesile olan
Eyüpsultan Belediyesi
Eyüpsultan Belediyesi
'ne teşekkür ediyorum. Geçen yıl da aynı yazarın
Yorgun Savaşçı
Yorgun Savaşçı
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Tekin Yayınları · 20045,4bin okunma
Kurtlukta düşeni yemek kanundur!
312 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"İster kazanç, ister suçunu cezasız atlatmak için olsun, insanın sorumluluktan kurtulmasına kesinlikle imkân yoktur" (s.284).
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
“Okuduğum en iğrenç kitaplardan biriydi, bu yazarın yazımı her kitabında aynıysa lütfen okuyan biri beni ikaz etsin ömrüm boyunca bir kez daha herhangi bir kitabını gerçi kitap demek bile bana
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20225,4bin okunma
312 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bu ülkeden Yaşar Kemal geçti gerçeği gibi Kemal Tahir de geçti, geçti ve Türk Edebiyatı’nda da fazlası ile hak ederek de yer edindi. Edebiyatımızda toplumcu gerçekçiliğin en iyi kalemlerindendir,
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Bu kez uzun uzadıya yorum yapamayacağım fakat kitaptan çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Dönemin koşulları, siyasi olayları, bakış açıları farklı karakterler üzerinden gayet anlaşılır ve akıcı bir surette anlatılmış. Doğrunun ve yanlışın tek olmadığını, zamana ve koşullara göre değişkenlik gösterebileceğini ve hiçbir zaman kesinlikten bahsedemeyeceğimizi enfes bir dille hikaye içerisine yedirerek anlatmış yazar. İzmir suikastininin arka planı, olaya dahil olan ve olmayanların gözünden ve o dönemin Türkiyesi de gözler önüne serilerek anlatılmış. Yazar, dönemin aydınlarını eleştirmekten de geri durmamış. Güzel, düşündürücü ve etkileyici bir eser. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar..
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kurt Kanunu, 1926'da, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya yapılması planlanan suikast girişiminin arka planını konu alır.
Kemal Tahir
Kemal Tahir
bu romanında eski iktidar partisi İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin gözüyle anlatırken İttihatçıların aralarında yaşanan çekişme ve hesaplaşmaları da aktarır. Suikast girişiminin perde arkasını gözler önüne sermek ve buna neden olan toplumsal meselelere değinmek olan Kurt Kanunu, arka planda ise İttihatçılar, Terakkiperver sempatizanları, batılılaşma, aydın-halk-asker-idareci çatışması, halifeliğin kaldırılması, dil devrimi, harf inkılabı, İstiklâl mahkemelerinin kararları gibi dönemin toplumsal konularına değiniyor. Dönemin atmosferini yansıtması ve bunu incelikli işlemesi bakımından beğendiğim roman oldu.
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İlk Kemal Tahir kitabım. Diline ve dünyasına yabancı olsam da büyük bir ilgi ile okudum Kurt Kanunu'nu. Ve bitirdiğimde bir süre düşünmelere dalmaktan kendimi alamadım. İzmir suikastı girişiminin konu edinildiği eserde ittihatçı sivil ve paşaların içine düştükleri ikilikler ve davadan kopuşlar çok çarpıcı tespitlerle ele alınıyor. Aynı yollarda yürümüş politikacılar, gün gelip de birbirlerine diş göstermeye başladığında yere düşeni yok etmekten çekinmiyorlar. Osmanlı bitmiş, halife gitmiş ve insanlar -politikacılar- güç kavgası içine düşmüş. Kendi grupları içinde liderlik yarışına soyunan kurtlar, eninde sonunda birbirlerinin canına kıymayı başarmış. Tarihi bir konu üzerinden, özenle yaratılmış karakterler ile insanın yalnız kaldığında mutlu olduğunu hissedebilmesi için almak zorunda olduğu kararlar... Ne hassas bir iş!
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
Devlet tarafından aranan çocukluk arkadaşı kapınıza gelse ne yaparsınız?
312 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
GÜZEL İNSANLAR MERHABA Çocukluktan beri birlikte büyüdüğünüz, herkesten iyi tanıdığınızı düşündüğünüz bir arkadaşınız yıllar sonra devlet tarafından aranan bir zanlı olarak boy boy resimleri televizyonda internet sitelerinde görünüyor. Geçmiş yılların hatırına bu her yerde aranan çaresiz insan son umut kapınızı çaldı gece yarısı ne yapardınız? Onu dostluğun hatırına içeri mi alırsınız? Yoksa bin bir bahane ile onu kapıdan çevirir misiniz?. ( Bu soruyu dürüste kendinize sormanızı beklerim!!) Bu soruya cevap olarak Emin beyin tavrına derin hem de çok derin saygı duydum (daha da bir şey demem!) Kemal Tahir; “ Kurt Kanunu” eserinde 1926 yılında Mustafa Kemal’e muhalifleri tarafından düzenlenmek istenen İzmir Suikastının öncesi ve sonrasında yaşananları çok güzel anlatmış. “Küçük Efendi” Kara Kemal, Abdulkerim, Deli dolu Laz uşağı eski Lazistan Mebusu Ziya Hurşit, Laz İsmail, gürcü Yusuf, Sarı Edip, motorcu şevki, talihsiz kaderinin kurbanı Eski İttihatçı Maliye Nazırı Cavit Bey ve daha niceleri ve ayrı hikayeler… Devrim sonrası “Taraf olmayan bertaraf olur” misali saflaşmalar ve devrimin kendi çocuklarını yeme süreci tarafgirliğe girmeden bir film şeridi gibi gözlerinizin önünde canlanıyor.. NOT: Bu Kitapla birlikte yaşananların zihinde tam oturması için Uğur Mumcu’nun Gazi Paşa’ya Suikast kitabı da okunmalı; *Kurt Kanunu eseri aynı isimle TRT tarafından Kurt Kanunu kitabına sadık kalınırak dizi olarak yayınlandı tavsiye olunur efendim. Kitapla ve sağlıcakla kalın efendim :))))
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma

Yazar Hakkında

Kemal Tahir
Kemal TahirYazar · 68 kitap
F. M. İkinci
F. M. İkinci
, Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı müstear isimleriyle kitapları bulunmaktadır. 13 Mart 1910'da İstanbul'da dünyaya geldi. Gerçek adı İsmail Kemalettin Demir'dir. Babası, II. Abdülhamit'in yaverlerinden Yüzbaşı Tahir Bey; annesi, Osmanlı sarayında Abdülhamit'in kızı Naile Sultan'ın hizmetinde bulunan Nuriye Hanım'dır (Saraydaki adı "Hubser" idi). Ailenin en büyük çocuğu idi. Babasının görevleri nedeniyle ilk öğrenimini imparatorluğun değişik yerlerinde sürdürdü. Ailenin 1923'te İstanbul'a yerleşmesinden sonra eğitimine Galatasaray Lisesi'nde devam etti. Annesinin 1926 yılında veremden ölümü ve babasının ikinci bir evlilik yapması üzerine öğrenimini 10. sınıfta iken bıraktı; önce İstanbul'da avukat kâtipliği, sonra Zonguldak'taki kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı. Sol düşünceyi benimsemesi 1932'de İstanbul'a döndü, Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde röportaj yazarı, çevirmen, düzeltmen olarak çalıştı. 1933'de Kenan Şahabettin, İdris Ahmet, Ziya İlhan, Yakup Kadri, Nuri Tahir, Ertuğrul Şevket, Fakih Özden ve Arif Nihat Asya gibi yazar ve şairlerle "Geçit" adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Geçit Dergisi kadrosundan Ertuğrul Şevket (Avaroğlu), Babıali'de tanıştığı Kerim Sadi Türkiye Komünist Partisi üyesi olan komşusu "Sarı" Mustafa Börklüce ve onun aracılığı ile tanıştığı şair Nazım Hikmet gibi sosyalist aydınlarla arkadaşlığı sonucu sosyalist fikirleri benimsedi. 1934-1936 arasında Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik yaptı. Varlık ve Ses dergilerinde takma adlarla şiirler yayımladı, Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan'da yazı işleri müdürlüğü yaptı. İlk kitapları İlk kitabı, 1936'da yayımladığı "Namık Kemal için Diyorlar ki" adlı kitapçık oldu. Kitapçık, Namık Kemal hakkında yaptığı yedi soruluk ankete çeşitli şair ve yazarlar tarafından verilen yanıtlardan oluşmaktaydı. Falih Rıfkı Atay, Vâlâ Nureddin, Hüseyin Cahit Yalçın, Peyami Safa, Ercüment Ekrem Talu, Sadettin Nüzhet Ergun, Kerim Sadi Cerrahoğlu, Dr. Fuad Sabit, Nâzım Hikmet, Hüseyin Avni Şanda ve Suat Derviş'in yanıtlarını ve Kemal Tahir'in onlar hakkındaki saptamalarını içeren kitapçık, edebiyat dünyasında geniş yankı buldu. 1937'de ikinci kitabı olan "Bir Çalgıcının Seyahati" adlı romanı yayınlandı. İstanbul'un tanınmış gazeteciler arasına giren Kemal Tahir, 1937'de İzmir'de öğretmenlik yapan Fatma İrfan Akersin ile ilk evliliğini yaptı; bu evlilik Kemal Tahir'in 1938'de hapse girmesi nedeniyle devam etmedi ve 1940 yılında boşanma ile sonlandı. Donanma Davası Kemal Tahir, bahriyede görevli kardeşi Nuri Tahir, Nâzım Hikmet, Hamdi Alev, Emine Alev, Hikmet Kıvılcımlı, Fatma Nudiye Yalçı, Kerim Korcan, Mehmet Ali Kantan, Seyfi Tekbilek ve Hüseyin Durugün'le beraber "askeri isyana tahrik ve teşvik" suçlaması ile 13 Haziran 1938'de tutuklandı. Suçlanmasının nedeni astsubay olan kardeşi Nuri Tahir'e Sabahattin Ali'nin bir kitabını vermek idi. "Donanma Davası" veya "Bahriye Olayı" diye adlandırılan bu dava nedeniyle Donanma Komutanlığı Mahkemesi'nde yargılandı, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevi yılları Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl hapis yattı. Hapishanedeki yıllarını okuyarak ve "sarı defterine" yazarak geçirdi. Takma isimle mizah öyküleri ve polisiye romanlar kaleme alan yazar, 1954 yılına kadar "Kemal Tahir" adını eserlerinde kullanamadı "Göl İnsanları"'na alacağı iki öyküsünü hapisteyken Cemalettin "Mahir" takma adıyla Tan'da yayımladı. Hapishane yıllarında Fatma İrfan Hanım'a yazdığı mektuplar "Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar" adıyla; Nazım Hikmet'in kendisine yazdığı mektuplar "Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar" adıyla basıldı. Cezaevinden çıktıktan sonraki yaşamı Yazar, 1950'de çıkan aftan yararlanıp serbest kaldı. Cezaevinden çıkar çıkmaz ikinci eşi Semiha Sıdıka Hanım ile evlendi. Çiftin evliliği Kemal Tahir'in 1973'teki vefatına kadar sürdü; çocukları olmadı 1950'li yıllarda Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın,
F. M. İkinci
F. M. İkinci
, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı gibi takma isimle kitaplar yayımlamayı sürdüren Kemal Tahir'in Amerikalı yazar Mickey Spillane'den çevirdiği "Mayk Hammer" dizisi büyük ilgi gördü. Orijinal kitapların tamamını çevirdikten sonra "Mayk Hammer'in Yeni Maceraları"'nı yazmaya devam etti; böylece Kemal Tahir'in kaleminden dört yeni Mayk Hammer romanı ortaya çıktı. 6-7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklandı, Harbiye Cezaevi'nde 6 ay yattı. 14 ay kadar Aziz Nesin ile birlikte kurdukları Düşün Yayınevi'ni yönetti. Metin Erksan, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz ile senaryo çalışmaları yaptı. Kemal Tahir'in ilk önemli eseri olan 4 bölümlük Göl İnsanları uzun öyküsü Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlandı, eser 1955'te kitap olarak basıldı. Bu eserde yıllar sonra ilk defa kendi adını kullandı. Romancılık dönemi Göl İnsanları'nı yayımladığı 1955 yılında bir köy romanı olan Sağırdere romanı da yayımlandı. Sağırdere (1955) ve onun devamı olan Körduman'da (1957) Çankırı'nın Yamören köyünden Mustafa'nın serüvenini merkez alarak köylünün sorunlarını, etik değerlerini, köyün ekonomik yapısını, tarih içindeki bağlarından koparmadan sergiledi. Mütareke dönemi İstanbul'unu konu alan Esir Şehrin İnsanları'ndan (1956) sonra yayımlanmış olan Körduman'ı; eşkıyalık olgusuna eğildiği Rahmet Yolları Kesti (1957), Çorum bölgesi insanlarını anlatan roman üçlemesinin ilk iki kitabı Yediçınar Yaylası (1958) ve Köyün Kamburu (1959) izledi (Üçlemenin son kitabı, 1970'de yayınlanan Büyük Mal adlı romandır ). 1960'tan sonra tüm dikkatini Osmanlı tarihi ve toplum yapısına yönelterek, devlet, Doğu-Batı çatışması, Batılılaşma ve mülkiyet gibi sorunları derinden kavramaya uğraştı; araştırmaları sonucu resmi tarih söyleminin karşısında, Osmanlı Devleti'nin kültürel ve siyasi mirasını sahiplenen bir romancı haline geldi. Kemal Tahir'in kendisiyle, Osmanlı Devleti, Cumhuriyet ve Batılılaşma ile hesaplaşmasının sonucu olarak 1965 yılında Yorgun Savaşçı adlı romanı ortaya çıktı. Resmi tarih söylemine aykırı görüşler içeren bu eser, tarihi çarpıtmakla eleştirildi. 1980 yılında romanın TRT tarafından filme çekilmesi ile yeniden gündeme gelen eleştiriler, 1983'te filmin başbakan Bülent Ulusu'nun emri ile yakılmasına yol açtı. 1965 yılının Nisan ayında Cumhuriyet Gazetesi'nde tefrika edilen Bozkırdaki Çekirdek romanı, Kemal Tahir'in çok tartışılan eserlerinden birisi oldu. Bu eserde Köy Enstitülerinin tepeden inmeci bir yaklaşımla kuruluşunu eleştirerek iktidarla ters düştü. 1967'de en önemli eserlerinden birisi olan Devlet Ana yayımlandı. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu ele aldığı bu romanda "kerim devlet" kavramını ortaya attı. Batılılaşmayı eleştirdi. Yerli bir sosyalizm oluşturmaya çalışarak Marksistlerin tepkisini çekti. 1968'de Yorgun Savaşçı ile Yunus Nadi Armağanı'nı, Devlet Ana ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü kazandı. Kemal Tahir, 1968'de aldığı davet üzerine SSCB'ye gitti. 1970'de akciğer ameliyatı geçiren Tahir, 21 Nisan 1973'te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul'da yaşamını yitirdi. Cenazesi, Sahrayıcedit Mezarlığı'na defnedildi. Ölümünden sonra Yazarın "Namuscular", "Karılar Koğuşu", "Esir Şehrin İnsanları", "Dam Ağası", "Bir Mülkiyet Kalesi" romanları ölümünden sonra yayımlandı. Kemal Tahir kitaplarının yayının devam etmesi için ölümünden sonra eşi tarafından "Kemal Tahir Vakfı" kurulmuş; Kadıköy'deki hayatının son yıllarını geçirdiği ev, ziyarete açılmıştır. Yazarın kitapları Halit Refiğ, Metin Erksan, Atıf Yılmaz gibi yönetmenler tarafından sinemaya aktarılmıştır. Düşünceleri Düşüncelerindeki çıkış noktası Marksizm ile Türkiye gerçeği arasındaki bağlantı sorunuydu. Siyasi eylemlere de katılmış bir yazar olarak, Türkiye'de kendi algıladığı siyasal, sosyal, kültürel yapı ile Marksizmin sunduğu çözüm arasında bir çelişki görüyordu. Türk toplum yaşamına uymadığına inandığı batılılaşmaya ilişkin yargısı da Marksizmi yetersiz bulmasına bağlıydı. Çünkü Marksizm, "Türkiye'de 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin siyasal ve kültürel uygulamalarını bir ticaret burjuvazisi devriminin sonucu" olarak değerlendiriyordu. Kemal Tahir ise böyle bir sınıfın varlığından kuşkuluydu. Böylece hem Marksizmin, hem de batılılaşmanın ürünü olan cumhuriyet dönemi resmi tarih görüşünün aşılması düşüncelerinin temel noktası oldu. Marx ve Engels'in doğu toplumlarıyla ilgili görüşlerini araştırdı. Cumhuriyet dönemi resmi ideolojilerinin dışında kalan Ömer Lütfi Barkan, Mustafa Akdağ, Halil İnalcık, Niyazi Berkes, Şerif Mardin gibi bilim adamlarının eserlerinden vardığı sonuca göre, Osmanlı-Türk toplumu, Marksizmin toplumların sosyo-ekonomik süreçte birbirini izleyen zorunlu aşamalar olarak gördüğü ilkel topluluk / kölecilik / feodalite / kapitalizm sürecinde yer almaz. Kendi kültürel ve sosyal yapısından kaynaklanan çok daha özel bir gelişme süreci, dinamikleri ile yapısal farklılıkları vardır. Bu nedenle batılılaşma, gerekli altyapısı olmayan bir topluma, soyut ve biçimsel bir üstyapı getirme çabasından başka bir şey değildir. Köklü bir ekonomik ve toplumsal devrim yapılmadan başlatılan tepeden inme uygulamalar taklitçiliktir. Bu ana fikir çerçevesinde eserlerinde Osmanlı toplumunun kölecilik ve feodalizmden çok farklı ve insancıl bir temel üzerine kurulduğunu anlatmayı amaçladı. Romanlarında da "Türk insanı ve Türkiye özeli" olgusunu ortaya çıkarmaya çalışmadı. Roman tamamen içinden çıktığı toplumun yapılanmasına bağımlıdır. Romanı diyalektik bir tür olarak anlamak ve insan muhayyilesine katkısını kavramak, romanın dünyayı belirlemek için sarfettiği çabaların biçimsel gerçekçilik tekniklerinin kullanımına bağlı olduğunu da anlamaktır. Don Kişot' un şövalye romanlarının kahramanlarına benzeme teşebbüsünün gülünçlüğü sadece model imkânsızlığı ışığı altında kavranabilir. Tam bu noktada Kemal Tahir'in önemi belirir. Zira Türk romanında bu meselenin taşını kaldıran ilk romancıdır. Romanları, Osmanlı Devleti'nin XIV. yüzyılda kuruluşundan XX. yüzyıla kadar Türk toplumunda bir Osmanlı sürekliliği arayışıdır. Toplumsal gerçekçi çizgide sürdürdüğü yazarlık yaşamında eserlerinde yalın bir dil kullandı. Bilhassa Orta Anadolu Türkçesini dilinin odak noktasına koydu. Diyaloglarla zenginleştirdi, karizmatik karakterler yarattı. Roman Esir Şehrin İnsanları (1956) -1 Esir Şehrin Mahpusu (1962) -2 Yol Ayrımı (1971)-3 Yediçınar Yaylası (1958) -1 Köyün kamburu (1959) -2 Büyük Mal (1970) -3 Hür Şehrin İnsanları (1974) Sağırdere (1955) - 1 Körduman (1957) -2 Rahmet Yolları Kesti (1957) Kelleci Memet (1962) Yorgun Savaşçı (1965) Bozkırdaki Çekirdek (1967) Devlet Ana (1967) Kurt Kanunu (1969) Namusçular (1974) Karılar Koğuşu (1974) Damağası (1977) Hikaye Göl İnsanları (1955) Senaryo Haremde Dört Kadın (1965, Halit Refiğ ile birlikte) Mektup Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar (Nazım Hikmet'le yazışmaları)
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.