Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hitler, arkasındakiierle birlikte, taşa doğru gidiyor, çıkıyor, ve üzerinde büyük harflerle (F’ransızca) yazılmış olan şu yazıyı okuyor : «1918 KASIMININ ONBİRİNDE ALMAN İMPARATORLUĞUNUN CANİCE GURURU BURADA KIRILDI — ESİR ETMEYE ÇALIŞTIĞI HÜR İNSANLAR ONU BURADA YENDİLER.» Hitler okuyor, Goering de okuyor, hepsi okuyor. Haziran güneşi altında ayakta sessizce duruyorlar. Hitler’in yüzündeki ifadeye bakıyorum. Benden yalnızca elli metre uzakta. Dürbünle bakıyorum. Sanki önümde gibi. Bu yüzü hayatının önemli zamanlarında kaç kere gördüm. Ama bugün! Tiksinti, öfke, kiıı, intikam ve zaferle dolu. Anıttan iniyor, bu jesti bile bir tiksinti şaheseri haline getirmeye çalışıyor. Başını çevirip bakıyor. Kinli, kızgın. Hemen hemen duyuyorsunuz bu kızgınlığım. Çünkü kocaman Prusya çizmesiyle o kahrolası yazıyı bir çırpıda silemiyor. Ormandaki açıklığa göz gezdiriyor ve şimdi gözü gözünüze gelince kininin derinliğini anlıyorsunuz. Ama bu bakışta bir zafer de var — intikamcı, zafere ulaşmış bir .tiksinti. Birdenbire, sanki yüzü duygularını tam olarak göstermiyormuş gibi, vücudunu o ânın havasına uyduruyor. Hemen ellerini kalçalarına götürüyor, omuzlarını büküyor, bacaklarını açıyor. Muazzam bir meydan okuma, bulunduğu yere karşı tiksinti, Alman İmparatorluğunun yıkıldığı gündenberi yirmi İki yıldır savaştığı dâvayı temsil eden bir jest.» Bundan sonra Hitler’le yanındakiler ateşkes vagonuna girdiler. Hitler 1918’de Foch’un oturduğu koltuğa geçti. Beş dakika sonra Fransız heyeti geldi. Heyetin başmda Sedan'daki ikinci Ordunun Komutanı General Charles Huntziger vardı. Heyet bir amiral, bir hava generali ve bir de sivilden oluşmuştu. Heyetin sivil üyesi Fransa’nın eski Polonya Elçisi Leon Noel’di. Noel şimdi de Alman Ordularının yarattığı ikinci bir felâketin tanığı oluyordu. Hepsi de çok üzgündüler. Ama ciddiyetlerini bozmadılar. Fransa'nın övündüğü bu kutsal yerde böyle kötü bir duruma düşürüleceklerini bilmiyorlardı. Hitler’in önceden hesapladığı gibi çok şaşırmışlardı. Halder o günün akşamı Brauchitsch’den olup bitenleri dinledikten sonra defterine şunları yazmış : «Şartların kendilerine 1918 görüşmelerinin yapıldığı yerde bildirileceği Fransrzlara söylenmemişti. Bu hazırlık karşısında şaşırmışlar ve başlangıçta suratlarını asmak İstemişler.» Halder ya da Brauchitsch gibi kültürlü iki Almanın bile ciddi bir yüzle asık bir yüzü birbirine karıştırması belki de normaldir. Fransızların şaşkınlıktan donup kaldıkları hemen görülüyordu. Bununla birlikte, o sıralarda verilen raporlara göre, Fransızların Führer’in ileri sürdüğü koşulların sertlerini yumuşatmaya ve durumlarına yakışmayanları kaldırmaya çalıştıkları da elegeçen Nazı gizli belgeleri arasındaki resmî Alman tutanağından bugün artık iyice anlaşılıyor. Ama Fransızların yaptıkları bütün bu çabalar boşa çıkmıştı. Keitel ataşkes koşulları tasarısını Fransızlara okuduktan hemen sonra Hitler ile maiyeti, yataklı vagondan çıkıp gittiler. Hitler görüşmelerin yönetilmesini OKW şefine bırakmış, hazır- lamış olduğu koşulların bir noktasına bile dokunmamasını kendisine söylemişti. Huntziger koşulları okur okumaz, bunların «çok ağır ve acı», Fransızların 1918’de Almanlara aynı yerde kabul ettirdikleri koşullardan da kötü olduğunu söyledi. Bundan başka, «Fransa’yı yenmemiş olan Alplerin ötesindeki başka bir ülke de (Huntziger İtalya’nın adım bile söylemeye tenezzül etmemişti) buna benzer koşullar ileri sürdüğü takdirde Fransa hiç bir şekilde teslim olmıyacaktı. Sonuna kadar dövüşecekti... Bu bakımdan Alman ateşkes anlaşmasına imza koyması kendisi için imkânsızdı.» O sırada görüşmelere geçici olarak başkanlık eden OKW’-nin iki numaralı adamı Jodl, bu kadar umutsuzcasma yenilmiş olan bir düşmandan böyle bir meydan okuma beklemiyordu. Huntziger’e, söylediği sözlerin anlamını “anlamadığını” söyli-yemezdi, ama Führer’in koşullarını değiştirmek elinde değildi. Bütün yapabileceği şeyin “açıklamalarda bulunmak ve karanlık noktalan aydınlatmak” tan ileri gidemiyeceğini söyledi. Fransız'lar ateşkes belgesini ya alacaklar ya da olduğu gibi bırakıp gideceklerdi. Almanlar, Fransız heyetinin Bordeaus’daki hükümetin açık onayı olmadan bir ateşkes anlaşması imzalamaya yetki almaksızın oraya geldiklerini öğrenince hayret ettiler. Bir mühendislik mucizesi yaratarak ve belki de büyük bir talih eseri olarak, savaşların sürdüğü hatlar arasından geçmek suretiyle, eski yataklı vagonla Bordeaux arasında hemen telefon konuşması sağladılar. Fransızlar ateşkes koşullarım bu telefondan yararlanarak hükümetlerine bildirebilirler ve hükümetleriyle tartışabilirlerdi. Görüşmelere tercümanlık eden Dr. Schmidt’e, ağaçların arasında konuşmayı kaydeden Ordu Muhabere kulübesine giderek konuşmaları orada dinlemesi emredilmişti. Ertesi gün Huntziger ile General Weygand arasmda geçen konuşmanın bir bölümünü dinlemek fırsatını buldum. Fransızların bozulmasında, teslim olmasında ve Ingiltere ile aralarının açılmasında büyük sorumluluk payı bulunan Wey-gand’ın Alman isteklerinin çoğuna şiddetle itiraz ettiğini burada açıklamam gerekir. Almanların ağır koşullarından biri, Fratı. sa’da ve Fransa’ya ait topraklarda yaşayan bütün Nazi aleyhtarı Almanların, Almanlara teslim edilmesiydi. Weygand bu hükmü Fransızların geleneksel iltica hakkına aykırı buluyordu. Bu itiraz, ertesi gün küstah Keitel’e söylendiği zaman Keitel hükümün kaldırılmasına razı olmadı. “Alman mültecileri,” dedi, “en büyük savaş kışkırtmışıdırlar. Kendi uluslarına” ihanet etin ilşerdir. “Ne olursa olsun” Almanlara teslim edileceklerdi. Fransızlar, kendilerine Francs - tireur işlemi yapılacağım, yâni hemen kurşuna dizileceğini yazan başka bir maddeye ise itiraz etmediler. Bu madde, Ingiltere’de özgür bir Fransız kuvveti örgütlemeye başlayan De Gaulle’e karşıydı. Bu maddenin en ilkel savaş kurallarını bile bozduğunu hem Weygand hem de Keitel biliyordu. Bundan başka, Fransızlar bütün savaş esirlerinin barış yapılıncaya kadar esir olarak kalmalarını öngören maddesine de itiraz etmediler. Weygand Ingiltere’nin üç hafta içinde istilâ edileceğinden, bundan sonra da Fransız esirlerinin serbest bırakılacağından emindi. Ama Weygand bu maddeyi kabul etmekle bir buçuk milyon Fransız'ı beş yıl esir kamplarında kalmaya mahkûm etmiş oluyordu.
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.