Kocaeli kitap fuarından aldığım Süperpoze kitabının arka kapak yazısı dikkatimi çekmişti üstüne satıcının “Olasılıksız’ı seven bunu da severek okur.” yorumu ile aha ben bunu alıyorum dedim. Kitapta kesin bir zaman aralığı verilmemişti yani olay hangi yılda geçiyor bilinmiyor. Günümüzden çok uzak bir gelecek olamamakla birlikte teknolojinin daha ileri olduğu bir seviyedeler. Özellikle son dönemde dizilerde karşılaştığımız akıllı lensleri burada da görüyoruz. Konuyu dağıtmadan kitabın konusuna geri dönüyorum şekerler. Jacob Kelly, kendi halinde yaşayan üç çocuk babası eşine fazlasıyla bağlı kocadır. Aynı zamanda geçmişte bilimsel araştırmalarla ilgilenmiş bir fizikçidir. Olaylarda geçmişinde gelen eski bir dostunun ziyaretiyle başlıyor. Ziyaret ama ne ziyaret! Güzel bir akşam yemeği ve ardından gelen kahvelerle şömine başında yapılan fizik teorileri hakkında hoş sohbet edip geçmişe yad etmelerini bekliyor insan. Ne de olsa bilim insanı, belirli kültür seviyesinde olan bireyler ama tüm bunlar yerine kurşunlar havada uçuşuyor. Arkadaşının bu harika ziyaretinden sonra kitap ikiye ayrılıyor ve kuantum evrenine bizde yavaşça girmeye başlıyoruz. Kısımlardan biri üst spin diğeri ise alt spin. Kısımlar bize aynı kişilerden oluşan olasılık dalgalarını gösteriyor. Bu şekilde yazınca belki karmaşık gelebilir ama kitap kesinlikle karmaşık değil. Yazarın bilimsel terimleri açıklama şekli ve örneklendirme tarzı benim gibi fizikle alakası olmayan insanları yormayacak ve kitabın akışını bozmayacak biçimde bölümlerin içerisine yerleştirilmişti. Kuantum fiziği ve olasılık dalgaları Jacob’ın tek sorunu değil elbette. Ortada işlenmiş bir cinayet hatta cinayetler var. Masumiyetini ispat edebileceği delilleri yok üstelik onu gören görgü tanıkları var. Bunlar yetmezmiş gibi varcolac sorunu da cabasıdır. Varcolac’ın ne olduğunu spoiler vermeden nasıl açıklayacağımı bilemediğimden kitabın önemli bir parçası demekle yetineceğim. Kitabı genel olarak değerlendirecek olursam, başlangıcı ve genel ilerleyişini konular arası geçişleri beğendim ancak sonu beni tatmin etmedi. Net olmayan flu kalmış noktalar vardı. Son kısmındaki bazı noktaları görmezden gelirsem genel hatlarıyla güzel diyebileceğim bir romandı. Sonuç olarak Olasılıksız mı yoksa Süperpoze mu? Diye sorarsanız eğer, okuduğum yaştan mı o an ki şartlardan mı emin değilim ama Olasılıksız kadar etkilemedi beni. Süperpoze’un bana göre en büyük artısı merakım olan kuantumla ilgili birazda olsa fikir sahibi olmamda yardımcı oldu diyebilirim. meyusokur.wordpress.com/2019/07/04/supe...

SüperpozeDavid Walton · April Yayıncılık · 2016650 okunma

·

99 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Vaveyla