Gönderi
Bir diyar…
Lanetli diyar…
Kehaneti öldüren, kalbi söndüren diyar.
Kabus gözcüsü yüz yıllardır bir aynanın içerisine hapsolmuş ve oradan kurtulmanın imkansız olduğunu farkına varıp bütün umutlarını tüketmiştir. Tâki aynanın sahibi Rena ile rüyalarında bir bağ kurmayı başarana kadar.
Rena kaos gözcüsünün bilmecesini çözerek lanetten kurtulmasını ve özgür olmasını sağlar ama bu seferde Rena aynanın lanetinde olacaktır. Ya aynaya hapsolmayı ve bir fani olduğu İçin ölene kadar içinde kalmayı kabul edecektir yada kabus gözcüsü Aryen ile onun diyarına onun krallığına Mienas’a yani yansıyan şehire gidecektir.
Aryen aynaya hapsolduğu an halkına onu unutturmuşlardır ve krallığını yok etmişlerdir. Keybos krallığı tüm krallıklardan en üstün ve en zeki olan her şeyin anahtarı ölüm getiren ve hayat verendir. Her şeyin kalbi gibi desek daha doğru. Aryen Düş ve kabus sarayının efendisidir. Ama kendi diyarına gittiğinde ne ile karşılaşacağından habersizdir. Zayıf gücü ve sihrinden başka bir şeyi yoktur. Yozlaşmış harabelerin unutulmuş efendisi Aryen… Kaos bürün toprakları ele geçirip diyarı alt üst etmiştir. Ve bu topraklar tamamen karanlığa gömüldü. Bu kabustan kurtulmanın tek yolu seçilmiş kişiyi ve onun kalbini bulmaları. Onu öldürüp bu lanetten kurtulmaları gerekiyordu. Peki Rena bu diyarın Kalbi olsaydı ?
Rena, Aryen ile çıktığı yolda neler ile karşılaşacaktı ? Onu nasıl bir kabus nasıl bir çıkmaz bekliyordu ? Kendi benliği kimdi ? Gerçekleri kimseden öğrenemiyordu ama herkes onun gerçeklerini biliyordu.
··
436 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.