Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

134 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok fazla keder çekebilen bizlerin, bu kadar çok acı verebilmesi tuhaf.
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan sorduğu bir soru vardır: "Bizler kadar iyi düşünme yeteneğiniz varsa, siz neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız??" İşte bu saçma sapan seksist soruya en esaslı cevabı Virginia Woolf verir: "Yazmak yetenek olduğu kadar eğitim meselesidir ve Eğer bir kadın kurgu şeyler yazmak istiyorsa kendisine ait bir odası ve parası olmalıdır.?" Çünkü Woolf'a göre yaratıcı gücü ancak bağımsızlık serbest bırakır. Kadınlar da elbette Shakespeare gibi bir yazar olabilir, yeter ki özgürlüğe alışalım, düşündüğümüzü aynen yazmaya cesaretimiz olsun!? Kadını insan olma gerçeğinden uzaklaştıran yaklaşımları tek tek irdeliyor Virgina Woolf. Kadın eğitilen bir canlı mıdır değil midir? sorusunun erkekler arasında tartışıldığını; Napolyon'un kadınların eğitilemeyeceğini, Dr. Johnson'unsa kadınların eğitilebilir canlı türü olduğunu savunmasını anımsatıyor... İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen Virginia Woolf'un 1929'da kaleme aldığı, Shakespeare'in yetenekli olduğu halde kız olduğu için kendine ait bir odası olmayan, okula yollanmayan, kitap okuması bile yasaklanan ve hayatı erkekler tarafından yönlendirildiği için başarısızlık ve acı içinde ölen hayali kız kardeşi Judith'i konu alan: "A Room of One's Own / Kendine Ait Bir Oda" adlı deneme kitabı, yazan bir kadının bağımsızlığı için ilk savunmadır. Elbette, kadının yüzlerce yıldır süren ezilmişliğini ortaya koyarak feminist hareketin klasik kitaplarından biri olmuştur. Ve belki de Woolf'un en kolay okunan kitabıdır. Çünkü iş romanlarına geldiğinde, okuyucuyu bekleyen derin, karanlık ve oradan oraya sürüklenen hayli karmaşık bir dünya vardır. Bu dünyaya girmek içinse önce Virginia Woolf'u bilmek gerekir. ●Bugün onun adıyla anılan "bilinç akışı" tekniğiyle işte bunu başaran ve edebiyatta devrim yapan Virginia Woolf, modernist hareketi başlatan en önemli ve öncü isimlerden biri. Roman ve makalelerinde kadın hakları, sınıfsal farklılıklar, sosyal adalet, aşk, evlilik, özgürlük, savaş, kimlik arayışı, delilik ve ölüm gibi toplumsal ve psikolojik pek çok ağır konuyu masaya yatırmış önemli bir eleştirmen aynı zamanda. Yazarlığın yalnızca erkeklerin tekelinde bulunduğu, tek-tük ortaya çıkan kadınların önünün kesildiği, varlıklarınınsa bu genel eğriyi pek değiştirmediği dönemlerden, kadın kimliğinin bir olgu olarak işlendiği, psikolojik dinamiklerden dil dinamiklerine varana dek metnin çatısını oluşturan hemen her malzemenin yoğun bir inceleme ve çözümleme nesnesi olarak ele alındığı, yazarın cinsiyeti, yazarın cinselliği, metnin cinsiyeti, dilin ideolojisi ve benzeri konuların çok yönlü konuşulup tartışıldığı dönemlere gelinmiş, üretilen metinler kadar bunlar üzerine okuma ve çözümleme metinleri üretmek de önem kazanmıştır. ●1923 yılında Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Türk kadını toplumda, kendine bir yer yapabildiyse de, Jean-Paul Sartre’ın “kalemi kılıç zannetmemek gerekir” deyişini doğrularcasına, yazarlar katında söz alabilmesi için, ellili yılları beklemek gerekmiştir. Türkiye'de neden kadın yazar az ” Türkiye’de edebiyata yakın ailelerin dışında hiçbir ebeveyn dünyaya gelen kız çocuklarının iyi yazar, şair” Olmasını temenni etmiyor. Hatta böyle bir isteği Anadolu'da duyumsayan ailelerin sayısı yok denecek değin az. Buna karşı Türk kadınının olmazsa olmazı olan şu sorumlulukların ağırlığını omuzunda taşımayan kadın var mıdır? : iyi aile kızı, fedakâr eş, iyi anne vs. vs. Tüm bu gerçeklerin yanı sıra yirmi birinci yüz yılda Türk kadınının profili gerçekten iç acıtıcı. Ayrıca,her gün gazeteler töre cinayetlerine kurban olan kadınların içimizi acıtan, Bizi insanlığımızdan utandıran haberleriyle dolu değil mi? Tarlada ırgat olarak çalışan kadınların, okuma- yazma bilmeyen kadınların, kocası tarafından dövülen kadınların, kocalarına ekonomik nedenlerden dolayı katlanan kadınların, her gece kocası tarafından tecavüz edilen kadınların sayısının tahminimden de fazla olması, giderek insanlık suçu halini alan işkencelerin kadını yazından uzaklaştırdığına ve Türk yazınında kadın yazarların sayısının az olmasında hatırı sayılır etkisi olduğuna yürekten inanıyorum. Ayrıca, kadını eksik etek olarak algılayan zihniyetin savunma avukatlığını yapan günümüz erkeklerinin sayesinde kadınlarımız yalnız edebiyat alanında değil, yaşamın birçok alanında hak ettiği yere gelememiştir. Bu duygularla ben çalışma masamdan kalkıyorum, Virginia Woolf oturuyor: "Düşünmek istiyorum sessizce, sakince, ferahça, yarıda kesilmeden, sandalyemden kalkmak zorunda kalmadan, bir şeyden diğerine kolayca süzülerek, husumet ya da engel duygusu olmadan. Derinlere, daha derinlere dalmak istiyorum, yüzeyin ötesine, yüzeysel kaskatı gerçeklerden kurtulmak istiyorum. Kendimi sabitlemek için akıp giden ilk düşünceyi yakalamalıyım, diye yazıyor günlüğüne Virginia Woolf" Virginia Woolf, 1929’da yayımlanan Kendine Ait Bir Oda’da kadınların edebi becerilerinin niçin tanınmadığı sorusunu ortaya atar. Erkekler tarafından “soylu” kadın kişiliğiyle biçimlendirilen bir şiir, tiyatro ya da roman atmosferi içinde yetiştirilmelerine rağmen, kadınlara ne tarihte ne de edebiyat tarihinde yer verilmemesini eleştirir. Yazar bu nedenle kadınları bağımsızlıklarına, ekonomik bağımsızlık da dahil, sahip çıkıp, o güne dek erkeğin egemen olduğu bir toplumda kalemleriyle edebi ve ruhsal bir yer edinmeye çağırır. Oysa bugün, biraz da Virgina Woolf gibi yazarların sayesinde, bir kadın edebiyatından söz etmek mümkün görünüyor. “Feminist” edebiyat değil, kadın edebiyatı, çünkü “feminist” sıfatı, altmışlı yılların günümüzde aşılmış sosyo politik bir hareketini fazlaca çağrıştırıyor. "Kendine Ait Bir Oda"yla kadın hareketlerinde de öncü bir figür olan Woolf, üniversiteye gidememiş olsa da Çağdaş İngiliz Edebiyatı'nın en etkileyici kadın yazarlarından biri olarak 50 yaşındayken Cambridge'de ders vermek üzere davet edilmiş bir savaşçı. Ancak 1 ve 2. Emperyalist Paylaşım Savaşını ve yakın çevresinde de pek çok ölümü yaşamış, depresif, sorunlu ve yaralı savaşçıydı Woolf. Nitekim, 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sebebiyle umutsuzluğa kapılıp bunalıma giren Virginia Woolf, 28 Mart 1941'de, 59 yaşındayken, "artık savaşacak gücüm kalmadı" diyerek hırkasının ceplerine çakıl taşları doldurup kendini Ouse nehrinin sularına bırakarak intihar etti... Keyifle ve severek okursunuz eminim.....!!! Rast gele :))))
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Şule Yayınları · 201837,7bin okunma
··
3.194 görüntüleme
Zuleyha serinci okurunun profil resmi
Cok buyuk keyif aldigim bir kitap. Emeginize saglik🙏
cemo okurunun profil resmi
Gercekten keyif alınacak bir kitap... aynı reflekslerle okuduğumuza eminim :)) dahası en güzel geceyi sizin içinde dilerim 🧿
『Ʉ₦ØⱤ₮ⱧØĐØӾ∇7』 okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık 👏🏻👏🏻
cemo okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim:))) iyi geceler dilerim 😊🧿
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
zehra okurunun profil resmi
offf intihar etme kısmı çok fena… ben bu kitabı yarıda bırakmıştım sıkıcı olduğunu düşündüğüm için yaa. tam aradığım kitapmış meğersem. kadınların haklarına bu yaşta hakim olup ileride bu bilgilerle bi yazı yazarım belki🤭 bilinmez. sağol abicim inceleme için. kadınlara çok haksızlık yapılıyor, haklı olan kadın linç yiyor, zorbalığa uğruyor… iktidar ilk önce kadın erkek eşitliğini getirerek başlamalı düzelmeye… o da imkansız gibi bir şey. eline sağlık👏🏻👏🏻👏🏻
cemo okurunun profil resmi
Kadın erkek eşitliği toplumsal bir mesele... maalesef kültürel aynı zamanda.... binlerce yıllık kadına bakış açısından sonra bunun sihirli bir değnek yardımı ile düzelmeyeceği aşikar.... sosyalist toplumda mutlak bir eşitlikten söz edilebilir sadece...Yani sosyalizm olmadan kadın olmaz kadın olmadan dünya kurtulmaz diyorum kısaca... nedeni ni bilmiyorum ama senin için bir kitap önerisi bırakacaktım olmadı.... "sandino'nun kızları" belki ilgini çekebilir kardeşim bir göz at istersen :))gecen güzel olsun 🧿
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Blg... okurunun profil resmi
Severek okuduğum bir kitaptı çok da guzel bi inceleme olmuş emeginize saglik
cemo okurunun profil resmi
sizin severek okumanıza istinaden tekrar tavsiye ediyoruz hiç okumamış olanlara... çok teşekkür ederim... dilimiz döndüğünce diyelim :) çok iyi geceler dilerim sizede 🧿😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.