Kitabı okuyunca alışılmış bir Stefan Zweig kitabı olmadığını farkedeceksiniz.
Süleyman'ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın yani Menora'nın 455 yılında Romalıların eline geçmesi ile hikaye başlar. Yahudi cemaatinin yaşlıları yaşanılanları gelecek kuşaklara aktarmak için o sırada yedi yaşında olan Benjamin'i de yanlarına alarak denizaşırı yolculuğa çıkan Menora'yı görmeye giderler. Yedi yaşındaki Benjamin o küçük ama cesur kalbiyle şamdanı çıktığı yolculuktan döndürmek ister fakat buna engel olamadığı gibi karşılığında kolu kırılır. 88 yaşına gelen Benjamin'in şamdanı koruma ve kendi topraklarına döndürme hayali devam etmektedir. Bunun için İmparator İustinianos'a yalvarmak üzere Bizans yolculuğuna çıkar.
Menora bir Yahudilik simgesidir ve sonsuz ışığı temsil eder. Yedi ışık yaratılışın yedi günüdür. Bu nedenle Stefan Zweig şamdana bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder.