Buddenbrook ‘lar kitabı geçen Temmuzdan beri kitaplığımda duruyordu. Geçen yaz okumayı denedim ancak 2-3 sayfa sonra bıraktım. Biraz hacimli bir kitap olduğu için de hep gözümü korkutuyordu bu 20 Mayıs’a kadar. 12 günde okuyor olarak gözükse bile 3 gün hiç elime almadım yani aslında 9 günde bitti. Sonlara doğru yavaşlamamın sebebi bitmesin isteğimdi ama her güzel şey gibi bitiyor maalesef. Thomas Mann ile tanışma kitabım ve ayrıca Alman Edebiyatı’na da başlangıç kitabım. Bu zamana kadar beklettiğim için üzüldüm ve niye diye kendime kızdım. Ama ne demişler geç olsun ama güç olmasın. Ben kuşakların yer aldığı, aile hikayelerini oldum olası severim. Kitap, film veya dizi olsun ilgimi çeker. Buddenbrooklar’da benim için bu yönüyle ilgi çekiciydi. Tahıl işleri ile uğraşan büyük ve zengin bir ailenin büyükbabalardan başlayarak hikayesi anlatılıyor. Evlenmeler, boşanmalar, sınıfsal olaylar, toplumda kişinin yeri veya isimlerimizin önüne gelen unvanlar, evliliklerin ailenin prestijini nasıl arttırıp azalttığı, bir evin önemi, vb. çok farklı konularda çok farklı tespitler, beklenilmeyen sonuçlar vardı. Erkek egemen bir bakış açısı olsa da Antony ya da kısa ismiyle Tony karakterini çok beğendim. Hastalıklar ve dişler üzerinden yapılan metaforlar beni çok etkiledi. Spoiler olur diye detaya giremiyorum ama şimdi burayı niye bu kadar açıkladı veya betimledi dediğim yerde daha sonra olaylar ile bağlantılı bir durum ortaya çıkıyordu bu yönüyle de oldukça hoşuma gitti. Ayrıca Spotify’da Buddenbrooklar podcastini de dinlemenizi tavsiye ederim. Çok ama çok sevdim. Kalınlığına bakmadan ve elinizin altında da varsa mutlaka okuyun. Son olarak bildiğiniz ve bu tarza yakın aile ve kuşak romanları varsa tavsiyelerinizi yorumlara yazarak beni çok mutlu etmiş olursunuz

BuddenbrooklarThomas Mann · Can Yayınları · 20151,458 okunma

·

319 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.