Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sokrates'in acı ölümü.
Sokrates böylece, başkaldırmaya katıldığı, başkalarını başkaldırmaya zorladığı için değil; serbest düşündüğü, eski düzenin temellerini sarstığı için ölüme mahkum oldu. Zafe­ri aristokratlar ve zenginler kazansaydı, Sokrates kurtulurmuydu? Hiç sanmıyoruz. Çünkü, Sokrates en güçlülerin de­ğil, en akıllıların başa geçmesini istiyordu, bunu isternektende hiçbir güç, hiçbir düzen alıkoyamayacaktı onu. Üstelik belki Kritias'ın ve Platon'un dostluğundan da olacak, diya­loglar yazılmayacak, Sokrates'in düşünceleri bize kadar ge­lemeyecekti. Sokrates'in ölümü vaktinden önce öten horo­zun ölümü gibidir. Ölmek, onun düşüncesinin kaçınılmaz sonucuydu. Bir bakıma da en büyük eseri ölümüdür. Onun için bu ölümü -{)kuyacağınız Devlet'in de belki asıl kaynağı olan bu ölümü- Platon'un ağzından anlatacağız size: ... Sokrates: "Artık gidip yıkanma zamanı geldi. Zehri iç­meden önce yıkanmak yerinde olur sanırım. Bir ölüyü yıka­ ma işini kadınlara bırakmama/ı" dedi. O zaman Kriton sö­ze karıştı: "Peki Sokrates," dedi; "buradaki/erden ve ben­den, çocukların ve daha başka şeyler üstüne istek/erin nedir? Ne dileğin varsa söyle; sevdiğimiz için seni, canla başla ya­parız". "Ne mi istiyorum sizden?" dedi, "her zaman ne istedimse onu: Kendi kendinize iyi bakın, böylece hem benim için, hem benimle ilgili her şey için, hem de kendiniz için gereğinde yapılacak olanı seve seve yaparsınız; şimdiden söz vermeseniz bile. Getirsinler zehri hazırsa, değilse söyle de ezsinler." O zaman Kriton: "Evet ama," dedi, "gü­neş daha batmadı sanıyorum, dağların üstünde olacak. Hem sen de bilirsin ki, çoklan zehri geldikten çok sonra içerler. Daha önce güzel yemekler yer, şarap içerler; bazılan isterse dilediğiyle sevişir bile. Madem vakit var, acele etme sen de". "Kriton," dedi Sokrates; "o adamlar böyle yapmakla haklı­dır/ar, çünkü bununla bir şey kazandıklarını sanırlar; bense yapmamakta haklıyım, çünkü bir şey kazanacağımı sanmı­ yorum. Zehri biraz daha geciktirmek/e kendi kendime gü­lünç olurum; hayata boşuna yapışıyorum, tükenmek üzere olan bir şeyi tutmaya çalışıyorum diye. Haydi, haydi dediği­ mi yap, boyuna karşı koma bana." Bunun üzerine Kriton köşede bekleyen uşağa işaret etti. Uşak çıktı, biraz sonra zehri verecek adamla döndü. Bu adam ezdiği zehri bir tas içinde elinde tutuyordu; onu görün­ce Sokrates: "Gel bakalım ahbap, dedi; bu işleri en iyi bilen sensin, söyle bana yapacağımı". "Kolay," dedi adam, "içtik­ten sonra odanın içinde dolaşırsın, hacak/annda bir ağırlık duyunca uzanırsın, zehir de yapacağını yapar". Bu söz üze­rine tası uzattı. Sokrates tası aldı ve inanır mısınız Ekhekra­tes? Ne kı/ı kıpırdadı, ne rengi attı, ne bir şey. Her zamanki boğa bakışını, alttan alttan adama çevirerek: "Ne dersin?" dedi, "bu içkiden Tanrı için biraz dökmeye izin var mı? yok mu?". "Sokrates," dedi "adam, zehri tam yeteceği kadar ezi­yorum". "Anlıyorum," dedi "Sokrates, ama herhalde Tanrı­/ara ddiye; dilerim öyle olsun". Bunu söyler söylemez hiç yüzünü buruşturmadan tası su içer gibi dibine kadar dikti. O ana kadar hepimiz ağlamamak için kendimizi tutmuş­tuk, ama zehri içtiğini görünce dayanamadık artık. Ben de boşandım. Başıma çektiğim örtünün altında ona değil, ken­di kendime, böyle bir insanın dostluğundan olacağıma ağlı­yordum. Kriton benden önce boşanmış, kalkıp uzaklaşmış­tı. Başından beri ağlayıp duran Apollodoros, şimdi gözyaş­ Iarına acılı, öfkeli bağrışmalarını da kattı. Onun bu hali Sok­rates'ten başka oradakilerin yüreklerini sarstı. Sokrates: "Neoluyorsunuz," dedi "ne tuhaf adamlarsınız, insan böyle uğursuz sözler duymamalı ölürken. Haydi, tutun kendinizi, dayanıklı olun!" Bunu duyunca utandık hep, yaşlarımızı tut­tuk. O odada dolaşıp duruyordu. Bir ara, hacaklarım ağır­laşıyor, dedi. Adamın söylediği gibi sırt üstü uzandı. O sıra­ da adam elini bastırıp Sokrates'in bacaklarını yokluyordu. Ayağını kuvvetle sıkıp Sokrates'e acı duyup duymadığını sordu. "Hayır" dedi Sokrates. Adam daha yukarıları sıktı ve bize katılaşıp soğumaya başladığını gösterdi. Göğsüne do­kunarak, "soğu;,a yüreğine yaklaşınca gidecek," dedi. So­ğuma karnına doğru yayılmıştı ki, yüzüne örtüğü örtüyü kaldırdı, şu sözler dudaklarından çıkan son sözler oldu: "Kriton, dedi Asklepios'a bir horoz borcumuz var, dostlar ödemeyi unutmasın sakın". "Peki öderiz," dedi "Kriton, başka bir diyeceğin yok mu?" Cevap vermedi Sokrates, bir an sonra birden kasıldı. Adam yüzünü iyice açtı, Sokrates'in bakışı donmuştu. Bunu görünce Kriton ağzını ve gözlerini kapadı. İşte Ekhekrates, dostumuzun, zamanımızda tanıdığımız insanların en iyisi, en bilgesi ve en doğrusunun ölümü böyle oldu. (Phaidon, 115-118). Sokrates öldüğü zaman Platon yirmi sekiz yaşındaydı. Yakışıklı, güçlü kuvvetli bir insandı. Omuzlarının genişliğin­ den ötürü sonradan Platon adını almış derler. Soylu, zengin
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.