ilk defa duyduğum şarkı seni anımsatıyor
sabahın kaçı olmuş uyumamışım
aklımda kaya gibi çehren
içimde ihtilaller oluyor
gönlümün kuşu vurulmuş
sabahın bilmem kaçında
düşüyorum ayten
belki
sana tutunurum
üşüyorum ayten
uyku gibi gelmişsin
kanunlar yazıyorsun içimde
olduğun yerden dünyayı avcunda tutuyorsun
gülsen yağmur yağıyor
ağlasan kara kış
içimde okyanus taşıyorum
gelip senin denizinde boğuluyorum
ansızın beliriyorsun zihnimde
adını duyuyorum
mevsiminden önce açan çiçekler gibi
yalnızlaşıyorum
sabahın bilmem kaçı
tanklar tüfekler patlıyor dışarıda
ses çıkartamıyorum
bir bağırsam
adını ezberleteceğim dağlara
düşlüyorum ayten
düşledikçe düşüyorum
yorulmuşum beklemekten
sevmekten de yorulurmuş insan
cebimde kenevir tohumu
gülsen filizlenir ağlasan solar
aklımda dönüp duran yüzün
üstüme sinmiş kokun
çakmak gibi alevleniyor fikrin
demir saplanıyor karnıma iki büklüm
kuşu vurmuşlar binlerce kuş gibi düşüyor
binlerce kuşun yerine
dışarıda patlayan bombalar
yaralı annenin feryadı gibi ciğerimi söküyor
beklemekten tozlanmışım
silmek isteyenler şiddetle kırmış
oturmuşum karşında
gülsen gülerim ağlasan ağlamaklı
düşüyorum ayten
çivi çiviyi sökmüyor yere çakılıyorum
tam düzlüğe çıktım derken yine bir yokuşun başı
elimde kurumuş deniz
içimde vurulmuş kuş
devrim yapıyorsun beynime
her yanım kuşatılmış
sokaklarına girmişim çıkamıyorum
kaybolmuşum
savaşsız kazanmışsın
ipin bir ucunda ben
bir ucunda sen
gülsen yaşayacağım
ağlarsan görmek istemem
öldürün
üşüyorum ayten
sular soğuk içilmiyor bahar küskün kuşlar küskün
dışarda bırakmış seni şehir
kimin kapısını çalsan duvar
fırtına geçmiş
dokunsalar yıkılırım
sen dokunsan
toparlanırım
kapıları çalmışsın teker teker
üşümüşsün ayten
üşüyorum
bana gelmişsin
elimde mavzer gibi ellerin
şimdi gülsen de bir ağlasan da bir.
İbrahim MANSUR