Sanki şu dakikada her şey ölmüştü. Bu durum birden hoşuma gitti ve onu mümkün olduğu kadar uzatmayı denedim. Dakikalarca bu durumu uzatıp, çevremdeki her şeyin kesinkes ölmüş olduğu tahayyülünün tadını çıkarttım. Sonra birdenbire: masanın başına gidiyor, oturuyor ve çalışmanın ilk cümlesini yazıyorsun. İhtiyatlılıkla değil, kararlılıkla! dedim kendi kendime. Ama buna gücüm yoktu. Orada öylece duruyor ve nefes almaya bile çekiniyordum. Ben oturur oturmaz hemen bir engel çıkar, önceden tahmin edilemeyen bir olay, biri kapıyı çalar, komşunun biri bağırır, postacı imzasını ister. Sen oturmalısın öylece ve başlamalısın, düşünmeden, tıpkı uykudaymış gibi ilk cümleyi kağıda dökmelisin, vesaire.