Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan sevmek çok yorucu haksal. Atları, çocukları. Çiçeklerden en çok papatyayı. Karpuzu, inciri. Denizi, dağı, taşı, dereyi, tepeyi, ağaçları, yeşilin her tonunu, mavinin huzurunu. Çayı, kitapları. Ekmeyi, dikmeyi, yazmayı. Fotoğraf çekmeyi. Göğe bakınca nefes aldığımı hissetmeyi. Mum bitene kadar şiir dinlemeyi. Annemi. Dua etmeyi. Şehirlerden Mekke'yi Medine'yi Kudüs'ü sonra İstanbul'u. Yağmur rahmettir diye ıskalamayıp ıslanmayı. Kalabalıklar yerine sessiz sakin yerdeki ağaca yaslanıp uzun uzadıya oturmaları. Eskileri, kıyıda köşede kalmış anısı olan küçük değerli şeyleri seviyorum... Hatta kışı karı boranı dahi seviyorum çok üşümeme rağmen. Hiç değilse ne oldukları, insanın hayatına hangi taraftan esecekleri belli. Varmış baya değil mi? Aslında hepsinden birer tane vardır her birinizin hayatında diye düşünüyorum. Dünyada "acı ama gerçeklerden" yüreğimizi yakan yaralardan kaçıpta rahatladığımız demlerimizdir; yeterki hayatımızda yerleri sağlam olsun, ömrümüzün her zerresine yetecek kadar besleyebilelim bu sevgileri. Hepsi içtendir, kendine yetmeye vesiledir. Hepsi anlarda derdinden, insan anlamaz hâlinden. "Tefekkür et istersen, bak gör; insanoğlu nankör. Güzel günü unutur, göğsüne alıp sardığın yüreğini kurutur"
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.