Kays o hale gelmişti ki, çörekotundan ödağacına kadar her şeyin adı Leyla idi onun için. Leyla´nın adını başka adlara gizlemişti. Her şeyde Leyla´dan bir iz vardı. Kutup ve mıknatıs, Leyla; dersi okuyan da, okutan da, hatta kitap da Leyla idi. Leyla gece´ye mensup demekti, gece kara(n)lığında demekti. Ah Leyla! Kaşı kara, gözü kara, saçı kara, bahtı kara çöl kızı!... Ve üç bahar geçmişti Mecnun´un sevdası üstünden...
Leyla ile Mecnunu okuyacaksanız, İskender Pala'dan okuyun. Eğer Fuzili'den okursanız çok büyük ihtimalle anlayamayacaksanız, Çünkü Divan Edebiyatı'nın dili siz de biliyorsunuz ki çok ağır. Ama İskender Pala Divan Edebiyatı'nın o denli ağır diline rağmen harika bir sade anlatımıyla sadeleştirerek çok rahat bir şekilde hikâyesini anlamanıza vesile oluyor.
Devrik cümlelerle İskender Pala'dan çok güzel hoş bir anlatım göreceksiniz.