Kaleminize sağlık, başından sonuna okudum çok güzel olmuş. Ben Dostoyevski’nin her kitabından büyük zevkler alamıyorum, onun iklimine girmekte çok zorlanıyorum ve bu beni üzüyor. Ya da mutlu olmalıyım belki de Dostoyevski’yi anlayacak acılar yaşamadım diye, bilmiyorum. Kitapta beni en çok etkileyen kısım Büyük Engizisyoncuydu. Verdiği mesajlar akıl almaz derecede etkileyici. Öte yandan bahsettiğiniz isim meselesi benim de dikkatimi çekmişti. Hatta Tolstoy’un roman karakterlerinde özellikle Anna Karenina’da da vardı aynı şey. Hatta İtalyan edebiyatındaki bazı romanlarda da rastlamıştım buna. Mesela Elena’ya yer yer Lina Lenü falan deniliyor. Bizdeki İbrahim’e İbo Süleyman’a sülo demek gibi bir şey herhalde. Ama Türk edebiyatı eserlerinde böyle isim değişiklikleri var mıydı hatırlayamadım