Kitap okumak istiyorum dediğimde çok yakın arkadaşım tavsiye etmişti, sanırım 10-11 sene önce falan :) gittiğim kitapçıda olmayınca başka kitap almıştım ve bugüne kadar da peşine düşemedim bir şekilde...
Kitap üç bölümden oluşuyor; Kinyas ve Kayra'nın beraberliklerini anlatan ilk bölüm, ve ayrı ayrı hayatlarının anlatıldığı iki bölüm.
İlk bölüm gerginlikle, kanla, kirli işlerle dolu hayatlar; okurken çok zorlandığım, sıkıldığım yerler oldu, hep böyle mi devam edecek diye çekindim bazen. Kitabı tavsiye eden arkadaşlarımı düşünerek devam ettim diyebilirim :) Otomatik Portakal okurken hissetmiştim benzer hisleri.
İkinci bölüm (Kayra) de benim için durgun, heyecansız geçti. İlk bölümün ağır havasının devam ettiği, olaysız ancak karamsar durum hikayesi. En hızlı ve kolay okuduğum bölüm üçüncü bölüm (Kinyas) oldu... Sanki her şeyi ben yaşadım da, sonrasında tövbe edip rahatlamışım gibi bir histi. Aydınlık, huzur.
Sonuna geldiğimde, kitabın güçlü olduğunu ve rahatlama hissini ilk iki bölüme borçlu olduğumu farkettim. Kurgu gerçekten başarılı, sıkılırken bile bunu söyledim. Stres, umutsuzluk, gerginliği de iliklerime kadar hissettim, Kayra'nın hislerini de Kinyas'ın huzurunu da...
Özetle, hayat "hiçbir şey yok" ile "her şey var" arasında... Bazen Kinyas, bazen Kayra...