Adı bilinmeyen bir adada her gün bir şeyler kaybolur.Kaybolan şeyler çeşit çeşittir.Hayatı güzelleştiren; parfümler, müzik aletleri gibi nesneler sırra kadem basar kimi zaman.
İnsanın geçmişini hatırlatıp, geleceğini planladığı takvimler yok olur bazen.
Bilinmeyen adadan uzaklaşmanın tek aracı olan feribotlar da ortadan kalkar.
Kuşlar, güller de nasibini alır bu kayboluştan.
Kayboluş sonrası, neyin kaybolduğunu anlar ada halkı. Ellerinde kalan kaybolan nesneleri ve onları hatırlatan her şeyi yok etmek zorunda kalırlar bu kavrayış sonrası.
Bu nesneler kaybolmakla kalmaz, zihinlerden, ortak hafızadan da silinir.
Kaybolan nesneleri yok etmeyi kabul etmeyenlerin ve bu nesneleri hatırlamaya devam edenlerin peşine hafıza polisleri düşer.
Hafıza polislerinin görevi kaybolan nesnelerin unutulduğundan emin olmaktır.
Kitabın başkarakteri bir yazardır.Yazmakta olduğu romanı da roman içinde okuruz.
Kitabı okurken yaşamımızı anlamlı kılan ne çok nesne var, diye düşündüm.Ya da tersten, bu nesneler olmasaydı ne kadar anlamsız olurdu yaşamımız diye, düşündüm.
Yoko Ogawa'nın yıllar önce aldığım kitaplığımda okunma sırası bekleyen "Profesör ve Hizmetçi" kitabını da raftan indirdim.
İlgiyle okuduğum, sevdiğim bir kitap oldu Hafıza Polis'i.