Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çinli tarihçiler kehanet ve sağaltıcılıktaki Hun uzmanlarına atıfta bulunur ve bize Hunların "dokuz göğe kurban edilmiş do­ kuz göğün büyücülerinden'' söz eder. Tarihçiler şamanlardan bah­ sediyor gibiler. Hastalıkları tedavi etmek için insan kurban etme yoluna başvurulduğunu öğreniyoruz: Roux Ortaçağ Moğolları­ nın ölüme razı olarak bir hastayı ölümden kurtarabildiğine işaret eder. "Dokuz gök"e dayanarak, Çinli tarihçiler Hunlarda her göğün kendi ruhları olduğuna inanıldığını söylüyor. Yalın bir öğe olarak "gök'' tanrının kendisiydi, Tengri'ydi: Sözcük hem Türklerce hem de Moğollarca benimsenmiş. Hunlar ayrıca kutsal bir dağa büyük saygı gösterir. Ancak krallığına bir hükümdar veren yaşamsal güç (yine Türklerce kullanılan bir sözcük olan kut) Gök-Tanrı'dan ge­ liyordu. Başka bir çeşit güce de kemiklerde rastlanır: M.Ö. 202'de Hun hükümdarı düşman bir reisin kafatasından kadeh yapmıştı. Hun mezarlıklarında görüleceği üzere saç örgüleri de benzer bir öneme sahipti. Hun mitinde ışığa da yaşamsal bir güç yüklenir: Bir adam iki boynuzlu koca bir balık görür ve karısı da bu balığı kendisine olağanüstü ışıklar sunan ve hanedan kuracak bir oğlan doğuracağını haber veren bir adama dönüşmüş olarak görür. Bir alamet olarak hayvan motifine Çin kaynaklarının başka yerlerinde rastlanır: Hunlar için kuş hep talih işaretidir (Ginseng bitkisinin görülmesi de aynı etkiyi yaratır). Hun oklarına Kartal telekleri takılır. Hun çocukları büyüdüklerinde tilki ve yaban tav­ şanı avlamalarına hazırlık olsun diye kuşları, sansarları ve sıçanları öldürür. İskitler gibi Hunlar da at kμrban eder. Ama bir kral öl­ düğünde hayvan olmayan adaklar da sunulabilir: Bütün bir ordu cenazeye pirinç ve şarap vermek için toplanır. Bir antlaşma yapıldı­ ğında beyaz bir at kurban edilir ve arkasından iki lider düşman bir reisin kafatasından yapılmış kadehte onun kanını karıştırır. Hun­ larda ayrıca cenaze kurbanları ve kurban için özel "evler" de vardır. Çin yılının ilk, beşinci ve dokuzuncu aylarında (Şubat, Haziran ve Ekim aylarına karşılık gelir) özel kurbanları olur. Ayın beşinci günü verilen kurbanlar özellikle önemlidir. Bu "Gök'ün ruhuna'' kurban verdikleri gündür. Çeşitli mitlerde hayvanlarla bir arada yer alan Hun figürü Çin kaynaklarında yeniden üretilmiştir. Bir mitte bataklığa atılmış Hun bir oğlan vardır: Bir dişi kurt tarafından kurtarılıp büyütülür ve ileride onunla birlikte olur, böylece koca bir kavmin, Türklerin ata­ sı olur (bu mite ileride değineceğiz). Başka bir mitte başka bir İç Avrasya kavmi, M.Ö. il. ve 1. yüzyıllarda Tanrı Dağları'nın kuzey­ doğusunda (bugünkü Kuzeybatı Çin) yaşamış olan Wu-sun vardır. İlk hükümdarlarının babası küçücük bir toprak parçasını yönetirdi ve komşuları tarafından öldürülmüştü. Oğlu çölde bir bebek olarak hayatta kalmayı başardı ve bir kurt onu emzirdi. Hun hükümdarı, bu mucizeden etkilenerek çocuğu yetiştirdi. Benzer bir mitte Hun hükümdarının erkeklere verilemeyecek kadar güzel iki kızı vardır, bu güzellikleri dolayısıyla onları bir kuleye hapsederek Gök'e adar. Bir kızı, inini kulenin bodrumuna yapmış bir kurdu kocası ola­ rak seçer ve yeni bir kavmin büyükannesi olur. Böyle efsanelerin hayvan kurbanlarında da görüldüğü ortaya çıkar: Hunlar ataları­ nın şerefine toprağın koruyucusu olan tanrıya kurbanlar verir ve Göktürkler ataları olan asenanın doğum yaptığına inandıkları inde kurban keser. Çinli tarihçiler bir Hun hükümdarının bir şehirde ettiği kısa bir duayı korumuşlar. At sırtında, ellerini açarak başını öne eğmiş ve bağırmış: "Ey Gök! Onu bana teslim ettiğin için müteşekkirim!" Roux: başka kaynaklarda duadan önce atından inmesinin betim­ lendiğine işaret eder.
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.