— o sardunya çiçekleri ki kaç kez düşüncelerinin geçtiği yolları süslemiş; yaprakları, sanki aceleyle okurken üzerine not alman kâğıt parçalarıymış gibi,.. — tabut örtüsü, karatoprak, kefen değil; asıl acınacak şey böyle boyun eğmeye zorlanan çocuklardı, canlılıkları baskı altında tutulan çocuklar. Deniz Feneri.. birçok edebiyat tarihçisi ve eleştirmen tarafından başyapıt olarak kabul edilen kitap.. Somut, elle tutulur öyküsü olmayan yani klasik roman anlayışından uzak bir anlatı.. ..olay örgüsü yok, kimi küçük imgeler ve bu imgelerin İnsanın iç dünyasına etkisi ,olayların farklı insanlarda farklı algılama yarattığını , insandaki farklı izdüşümlerini kendi yarattığı üslup ile Deniz Feneri örneğiyle ortaya koymuş. Deniz Feneri e yolculuk, bu yolcuğun gerçekleşmesi durumunun heyecanı, hayal kırıklığı.. boşluk.. gölgeler sisler, deniz, gri gökyüzü, bir çit, bahçe, bir mutfak masası, perdeler, bir akşam yemeği, uzakta bir fener, bu Fenerin odanın halısına yansıması.. Bir şövale, boyalar.. Umut.. Küçük hareketler ve devinimsizlik.. Ama konuşan farklı farklı iç sesler.. Viktoryen düşünce ve ahlak yapısına bağlı ve boşluğu dolmayan anne modeli Mrs. Ramsay.. yazın ve felsefe uğraşan sert mizacı, mantıksal yaklaşımı ve başarısızlık hissi ile dolup taşan ilgi bekleyen ' hep beni gör, beni gör 'beni düşün, beni düşün’ diyen eş Mr..Ramsay.. sekiz çocuk.. Liyl Briscoe aydın, sanatçı, özgür düşünceli bekâr kadın.. Ufak tefek küçük model, motifler gibi duran ama anlam ve duygu yoğunluğu yaşatan, ruhun parçalara ayrı ayrı nasıl bölünebildiği anlatan şiirsel yakarış.. Mina Urgan da demiş ,Virginia Woolf un bu eseri için “Annesine, babasına, çocukluğuna yakılan bir ağıt” Deniz Feneri ni daha da anlamlı ve değerli kılan belki yazarın bu iç sesleri ve sancılı serzenişleri.. *Ne olduğumuzu, neler duyduğumuzu kim bilebilir? Kim, en içli dışlı olduğumuz anda bile, işte tanımak, beraberlik budur diyebilir? Teknik olarak okuma zor gibi gözükse de akışına kapılmaktan kendinizi alamayacağınız bir okuma bence.. Literatürde referans almış, sıra dışı bir teknik; dilin kıvrak, akışkan, kullanımı; detaylı karakter işleyişi ve felsefi duruşu ile Deniz Feneri, .. *Bu sevgi denen şey öyle güzel, öyle heyecanlı ki, onun tam kıyısına gelmiş, tir tir titriyor ve hiç de yaptığım yapacağım şey değilken kumsallarda broşlar aramaya gitmek istiyorum; yine bu aynı sevgi insan tutkularının en anlamsızı, en barbarıdır;.. **Kendi kendine, ama, diyordu, yine de dünya kuruldu kurulalı sevgi için şarkılar yakılıp duruyor, çelenkler, güller üstüste yığılıyor, insanlara sorarsanız on kişiden dokuzu, bize yalnız onu verin yeter, der. Oysaki kadınlar, bunu kendi deneylerinden biliyordu, böyle derken asıl istediklerinin bu olmadığını pekâlâ hissederlerdi. Hissederlerdi ki sevgiden daha sıkıcı, daha çocukça, daha acımasız bir şey yoktur; ama yine de güzeldir ve onsuz olmaz. Öyleyse? Öyleyse? .. .. her şeyi tam zamanında yapmak, ancak yaşamımızın sonlarına doğru öğrenebildiğimiz o küçük erdemlerden biridir,.. O da öğrenirsek.. *Acı insanı nasıl da aptallaştırıyor! *(çünkü güzellik insanı büyüler, avutur), *Ama daha fırtınalı bir denize düşen ben Daha derin burgaçlara sürüklenip boğuldum. Değerlendirin derim okur arkadaşlarıma. İyi okumalar dileklerimle..

Deniz FeneriVirginia Woolf · İletişim Yayınları · 20215,8bin okunma

··

445 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.