SPOİLER
Kitabı okuma sebebim vize ve finalde sorumlu olmamdı bu yüzden çok da severek okuduğumu söyleyemeyeceğim. Final ödevimi buraya yazmak üzereyim sevgili bölüm arkadaşlarım ödevimden alıntı yapmayıp kopya muamelesi görmemize sebep olmazsanız çok sevinirim. :)) Mehmet Kaplan’a önyargı ile başladım çünkü daha önce “Nesillerin Ruhu” adlı eserini okumuştum ve milliyetçilik unsurları çok fazlaydı dili de ağır gelmiş bitsin artık diye yalvardığım bir kitap olmuştu. Kültür ve dil içinde okumak istemeyeceğim sürekli öz Türkçe nin savunuculuğunu yaptığı bir kitap olduğunu düşünmüştüm ama öyle olmadı beklediğimin aksine tarihiyle harmanlanmış bir Türkçe savunuculuğu vardı benimseme vardı Türkçe olmak değilde Türkçeleşmek vardı kitapta bu yani çok
hoşuma gitti aslı Türkçe olmasa bile bizden olan kelimelerle dilimizin ne kadar zenginleştiğini anlatmış. mesela akıl 20 den fazla, farklı deyim ve atasözünde kullanılıyormuş o sözler cümleler bizim dilimizin yanı sıra bizim kültürümüz bizim tarihim eğer akıl kelimesini dilden atarsak kendi kültürümüzü atacağımızı ifade etmiş . kitap o kadar biz ki her sayfada Anadolu vardı karşımda anadolunun ücra bir köyünde asırlarca yaşamış türklerin her anına tanık olmuş biri bizi anlatıyor gibiydi. sanki kültür
Fışkırıyordu mesela her yanlış bir nakış demiş kilimlere işlenen motiflere gönderme yapılmış Türk kültürünün en önemli ögelerinden birine değinmiş. Her okuyuşumda çocukluğumu buldum annenemin babanemin alışkanlıklarını gördüm artık unuttuğumu sandığım kültürümün hala benimle olduğunu hatırladım. Yazar katılmadığım tek nokta Eliot’dan alıntıladığı “ kültür aslında herhangi bir toplumun dininin vücut bulmuş bir şeklidir” cümlesini desteklemesi oldu bence bu cümle yanlış çünkü dine ve ırksal tarihe baktığımız zaman türkler 4000 yıldır islam ise 1400 yıldır var türkler ise 1200
yıldır müslüman yazara göre 1200 yıl önce 3000 yıllık bir kültürü çöpe atmış olmamız gerekiyor ama biz öyle yapmadık ikisini harmanladık günümüzde kültürleşmiş şaminizmden kalma alışkanlıklarımız hala devam ediyor ve bunlar bizim yaşayan bir parçamız olmuş durumda hatta bunlardan dine uyarladıklarımız bile var mesela mezar taşı sadece türk olan müslümanlarda var ya da ölünün üzerine
bıçak koymak bunlar bize dinden gelmedi ama bizim bizi biz yapan şeyler. yani bizim dilimizinde
kültürümüzünde kaynağı tek bir nokta değil. Bu yüzden çok farklı kültürlerdeki insanlar hitap
edebiliyoruz çünkü hepsinden bir şey var bizde ama bizim üstümüzde emanet durmak yerine sanki bizim için dikilmiş diyebileceğimiz bir kültürel asimilasyon söz konusu belki de bu yüzden bu kadar
misafirperverizdir geleni geri çevirmeyiz.