Fundamentalist hareketlerde üyelik, gönüllülük esasına bağlıdır ve üyelerin eşitliği kabul edilir. Fakat bu durum karar verme sürecini zorlaştırır. Diğer taraftan, bu tip topluluklarda gücün rasyonel-legal bölüşümü anlamında bürokrasi kendine yer bulamaz; bürokrasinin ortaya çıktığı durumlarda ise mobilizasyon ve militanlıkta azalma görülür. Örneğin, Mısır'daki "Müslüman Kardeşler" hareketi, 1948'de Hasan el-Benna'nın öldürülmesinden sonra bürokratikleşmeye gitmiştir. Neticede, grubun uzlaşma istemeyen yapısı etkisini yitirmiş ve radikal eğilime sahip dalları bile genel politikaya uyum sağlar hale gelmiştir.
Fundamentalist organizasyonlarda karizmatik otorite söz konusudur. Üyeler, "imam'', "hakim", "haham", "rahip" kabul ettikleri kişiye bir takım doğa üstü yetenekler atfederler ve metinlerin ancak bu kişiler tarafından tam olarak anlaşıldığına inanırlar. Böylelikle diğerlerinden ayrılan lider, verdiği kararları uygulayan diğerlerine güvenir fakat bunları "memur" şeklinde bir sınıflamaya tabi tutmaz. Karizmatik lider ile takipçileri arasındaki mesafe ise vücut dili ve ritüellerle ortaya konur. Örneğin, takipçiler liderlerinin elini öper veya giysisine dokunmak ister.