Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

531 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
“Hangimiz şuurlu bir Müslümanız?“
Öncelikle Cengiz Numanoğlu'nu tanıyalım. 1941 yılında Antalya'nın Serik ilçesinde doğmuş. İlk ve ortaokulu Akseki, liseyi Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde tamamlamış. 1962 yılında Kara Harp Okulu'nu bitirerek ordu saflarına katılmış ve 1982 yılında, kendi isteğiyle Kıdemli Binbaşı rütbesinden emekliye ayrılmıştır. 1988 yılında ise gerçek anlamda Kur’ân-ı Kerîm’le tanışmış ve hayatı değişmiştir. 1993 yılında hac vazifesini yerine getirmiş, kendini tamamen şiir kitaplarına vererek, kalemini insanlardaki mânevi şuuru uyandırmaya adamıştır. Ayrıca 1988-1993 yılları arasında TRT1 de yayınlanan “İnanç Dünyası” programında kendi şiirlerini seslendirmiştir. Şiirlerine ilköğretim ve lise din kültürü kitaplarında da yer verilmiştir. Müzikle de yakından ilgilenen yazarımız Türk Sanat Müziğinde güfte ve besteler yapmış, bazı besteleri, ünlü sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. Eminim ki birçok kişi bu değerli insandan bihaberler, yani onu tanımıyorlar. Aslında ben de onu geç tanımış olmanın üzüntüsü içindeyim. Benim yazarla tanışmam şu şekilde oldu. Necip Fazıl'a atfedilen sözleri inceliyordum. İçlerinde asıl sahibinin Cengiz Numanoğlu, olduğunu farkettiğim bazı şiirlere rastladım. Kimdir bu Cengiz Numanoğlu derken ŞUUR isimli kitabını gördüm ve mutlaka okumalıyım diyerek kitap listeme aldım. Yani geçte olsa onun kalemine tesadüf edebildim. Daha ilk sayfalarda bile insanı içine alıp, huzurlu bir ortamla buluşturan muhteşem şiirlerine ortak oldum. Şiirlerini hece ölçüsü ve kafiyelerle öylesine ustaca dizmiş ki hayran kalmamak elde değil. Her bir şiiri insanın damağında farklı bir lezzet bırakıyor, ki ölçülü ve kafiyeli şiir yazmanın ne kadar zor olduğunu bilirim. Allah, Cengiz Numanoğlu'na muazzam bir yetenek nasip etmiş. O ise bizlerin şuurlu bir Müslüman olabilmemiz için bütün çabasını kullanmıştır. ŞUUR kavramını biraz açalım istiyorum. Anlık duyguların etkisiyle, düşünmeden ve yaptıklarının sonucunu hesaba katmadan hareket eden kişilere ŞUURSUZ denir. İnsanların doğru ile yanlışı ayırt etmesini, kendisini tanımasını ve çevresiyle olan ilişkilerini düzenlemesini sağlayan melekeye ise ŞUUR denir. İsteklerimizin, arzularımızın, nefsi duygularımızın, şeytani oyunların bilinçaltımızı işgal ettiği şu ahir dünyada acaba hangimiz şuurlu birer Müslümanız? Bizi yaradan, bize en üstün meziyetleri yükleyen Rabb'imize karşı görevlerimizi yerine getiriyor muyuz? Şükrediyor muyuz? Ümmetim olmadan cennete girmem diyen Peygamber efendimizin (sav) yolundan yürüyor muyuz? Peki yüce kitabımız Kuran-ı Kerim ne kadar hayatımızda, amellerimizi Kuran'a göre mi yoksa nefsimize göre mi uyguluyoruz? Cengiz Numanoğlu şiirlerinde aslında bize bu soruları soruyor ve kendi kendimizi sorgulamamızı istiyor. “Hangimiz şuurlu bir Müslümanız?“ Sayfa 104'te şöyle diyor: “Başkasına kılı kırka yararken, Kendimize hesap, sorabildik mi?“ Önce kendimizi sorgulamamız gerekmez mi? Yazarımız her bir şiirine Kuran-ı Kerim'den ayetlerle başlamış, önce Kuran'dan birkaç ayet bırakıp, sonra o ayette bahsedilen hükümlere göre bir şiir yazmış. Bazı şiirlerinde ise bir Müslümanın eksik yönlerini (nükte, hiciv, yergi) sanatını kullanarak alaylı bir dille anlatmaya çalışmıştır. Ayrıca hadis-i şerifler ile pekiştirmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) için yazılan 6 tane Naat-ı Şerif, Esma-ül Hüsna Şerhi, Kadir, kandil, mevlit gecesi şiir ve duaları, Mescid-i Aksa, beytullah, dörtlükler, beyitler vs. vs. içeriğinde birçok dini şiir bulabileceğiniz muhteşem bir eser. Cengiz Numanoğlu, birbirinden güzel, anlamlı, düşündüren şiirleri ile topluma iyi bir örnek olmuştur. Düşünceye, hayata, insanlığa katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Allah ondan razı olsun mekanı cennet olsun, hayatının anlamı haline gelmiş yüce kitabımız Kuran'ı Kerim, cennette yoldaşı ve şefaatçisi olsun inşallah. Yazarımızın NASIL OLSA ALLAH AFFEDER BİZİ şiiri ile incelememi noktalamak istiyorum. Oruç zor gelmezdi, günler kısalsa, Namaz da kılardık, vaktimiz olsa, İbâdet kolaydı, iş bize kalsa;     Nasıl olsa Allah affeder bizi;     Ölmeden yaparız, biz tövbemizi. Her evde, bir Kur'ân, vardır ya rafta, Mutlaka alınır, tozu her hafta, Ayrıca.. Duvarda arapça yafta;     Nasıl olsa Allah affeder bizi;     Her yıl göndeririz mevlidimizi. Lâkin.. Zekât işi, biraz karışık, Nefsimiz, fitreyle daha barışık. Fakir, fakirliğe zaten alışık;     Nasıl olsa Allah, affeder bizi;     Kurbanda verdik ya etlerimizi. Medeniyet; hoşgörüdür inan ki, Günde bir kadehten, ne çıkar sanki? Etrafta, o kadar günahkâr var ki;     Nasıl olsa Allah, affeder bizi;     Daha dün kutladık kandilimizi. Gör ki; insan eli, Merih'e değmiş, Güneş de, sırada beklemekteymiş. Artık, bu devirde "tesettür" neymiş?     Nasıl olsa Allah, affeder bizi;     Çünkü; yalnız bizde, kalbin temizi. Ulusal onuru, yaymaksa maksat; Güzellik yarışı, ne büyük fırsat. Ah ! Şu "bağnazlar"da, olmasa fesat;     Nasıl olsa Allah, affeder bizi;     Görüyor.. Bu millî gayretimizi. Karamsar düşünmek, ne kötü bir huy, Zaman sana uymaz.. Sen zamana uy! Bak.. "Vız gelir" diyen, şarkıları duy;     Nasıl olsa Allah, affeder bizi;     Az sonra görürüz(!) cennetimizi. Zaman seli hızla, haşre akarken, O, berzâh kapısı, bu kadar darken; İnsanda bu ilim, bu akıl varken;     Affı, azâbından fazladır diye,     Allah'a bu isyân, hayret ki niye? Şiirle kalın.
Şuur
ŞuurCengiz Numanoğlu · Sahhaflar Kitap Sarayı · 202171 okunma
·
1 artı 1'leme
·
134 görüntüleme
Yazar Gizem Canver okurunun profil resmi
Emegine saglik olsn o zaman bu bir siir kitabidir oyle mi
Çilem okurunun profil resmi
Evet dini konular içeren bir şiir kitabıdır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.