Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

687 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Hakkım var mı?
Öncelikle buraya bir inceleme yazmadan önce ne kadar düşündüğümü bilemezsiniz. Öylesine bir kitap okudum ve kafamda öylesine sesler belirdi ki anlatamam. Kitabın her detayını anlayabilecek bilgiye sahip olduğumu maalesef düşünemiyorum, bir inceleme yazmaya da hakkım var mı emin de değilim açıkçası. Ancak kitaptan öylesine etkilenmiş bir haldeyim ki fikirlerimi yazarak hiç değilse biraz somutlaştırmam gerektiğini fark ettim. Şunu belirtmeliyim ki bu inceleme okuduğum başka bir inceleme ve kitap üstünden gidecek. Bir kaç sayfalık fikir alma araştırmamda okuduğum en iyi inceleme buydu. sizlerin de mutlaka okuması gerek diye düşündüğüm için ve bazı fikirlerimin kaynağını belirtmek adına buraya bağlantısını bırakıyorum : hukukpolitik.com.tr/2016/11/01/dost... Raskolnikov babasının ölümünden sonra fakir kalmış annesinin arqada gönderdiği parayla okumaya çalışan bir üniversite öğrencisi aslında. Ancak yoksulluk ona büyük bir utanç vermeye başlıyor, bu durumdan dolayı okulunu dondurmak zorunda kalması bir yana, tanıdığı insanlara gözükmek bile istemiyor. Bir gün bir kadının rehin eşya aldığını ve karşılığında para verdiğini öğrenince babasından kalma bilezik kardeşinden kalma bir yüzüğü götürüyor. Ancak bu kadının insanları kullandığını, ederinden az para verdiğini zamanında para getirilmezse eşyayı hiç vermediğini, fark edince aslında bu kadından hem iğreniyor hem de nefret ediyor. Bu kadını düşünürken gittiği meyhanede iki gencin konuşmasına şahit oluyor ve aralarından birinin "Ben bu kocakarıyı kolayca öldürebilirim..." dediğine şahit olunca irkiliyor. Ancak genç bunun söylemesinde kendinde nasıl bir haklılık payı olduğuyla devam edince aslında Raskolnikov'un da ilgisini çekiyor ve eve giderek işleyeceği cinayeti planlamaya başlıyor. Kocakarıyı bir balta ile öldürdüğünde içeri girip bunu gören Lizavetayı da öldürmek zorunda kalıyor ve oradan bir kaç eşya alarak kaçıyor. Kitabın bu kısmından sonrası aslında Raskolnikov'un Napolyon gibi idealist biri olabileceğini düşünürken zamanla yaptığının bununla aynı olmadığını fark ederek pişman olmasına dayanıyor. Ben kitabın belli kısımlarının bana neler düşündürttüğünden bahsetmek istiyorum açıkçası. Öncelikle kitabın başlarında benim için Raskolnikov vicdanlı idealist eğitim almak isteyen iyi biriydi. Ancak zamanla çok karmaşık hale geldi. Örneğin çocukluğuna dair gördüğü rüyada bir ata eziyet edildiğini görerek ağlayıp ben de mi böyle olacağım derken birden öldürme kararını vermesi ve bunu büyük bir soğukkanlılıkla kendince haklı düşüncelere dayatması beni çok şaşırtmıştı. İnsanlar sonuçta iyi şeyler yapmak için genel olarak kötü görülen şeyleri yapabilirler ve bu onları kötü tarafa geçirmezi savunuyordu ancak benim görüşümde bunun pek bir doğruluğu olmamakla birlikte bu düşünesinde bazı koşulllarda ona acıdım ve hak verdim. Yani bu hayat bizi bazen iliklerimize kadar zorladığında ve hak etmediğimizi düşündüğümüz de her insan gibi biz de kendimizce haklı nedenlerle aslında kötülükler yapmıyor muyuz? Kimimiz hırsızlık yaparken (ki bu alenen hırsızlık olmak zorunda değil, emeğinden fazasını kazanmak da bir hırsızlıktır bana göre) kimimiz birini öldürürken kimimiz de en basiti birinin kalbini kırarken canımıza tak ettiğinde kendimizi haklı çıkaracak cümleler bulmaya başlamıyor muyuz kafamızın içinde. Sanırım yeryüzünde savaşlarımızın en büyüklerinden biri de bu düşüncelerle zaten. İkinci bir düşünce aklımda çok büyük bir soruydu. Bir insan tamamen iyi ya da tamamen kötü müdür? Ya da böyle olması mümkün mü? Yani aslında Raskolnikov'un karakterini kafamda çizmeye çalışırken bu düşünceyle çok karşılaştım. Onun kitapta bahsettiği gibi geçilen bir taraf ya da çizilen bir çizgi var mı? ve olmak zorunda mı? Şuna verdim ki en korkunç insanın içinde bile en iyi dehlizler. En iyi insanın içinde bile çok kötü kara delikler olabilir. İnsan iyi ya da kötü değildir. Kendisidir. Neyse odur içeriği neyse içinde ne bulunuyorsa sadece o. Bunlar sadece birer özelliktir ve bu özelliklerle hangi yüzyıla ve yüzyılın genel fikirlerine denk gelirseniz öyle tanımlanırsınız. O yüzden kendinizi kendiniz nasıl tanımlıyorsunuz en önemlisi bu bana göre. Kafamda karakterle ilgili dönen sorulardan birkaçı da , suç mahallini ziyaret etmesi, tam olarak neye inandığını anlayamamamdır. Rakolnikov suç mahallini ziyaret ettiğinde düşündüğüm ilk şey bu oldu açıkçası ve kafamda bir kaç maddeyle dayanaklandırdım. Bana göre Raskolnikov'un içinde katil olmaya dair bir istek de vardı. Katil oldu ve iyi tarafı bunun için hastalandı kaldıramadı pişman oldu ve Napolyon düşünceleriyle bir süre kendini kandırdı. Ancak o gerçekten bunu yapmak isteyen kısmının karakterimizin biraz kötü taraflarından ve bunu yapma arzusundan da beslendiğini düşünüyorum ben. Para ve altınları alabilmesi ancak onları saklayarak bir daha hiç bakmaması sonrasında suç mahalline dönmesi bana yoksulluğu ve ideallerini bahane olarak kullanıp gerçekten katil olma deneyimini yaşama isteğini hissettirdi ancak benim gibi düşünen çok fazla insan bulamadım okuduğum yazılarda. O yüzden bu konu hakkında biraz daha düşünmeye ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Bir de Raskolnikov hristiyan olarak geçmesine rağmen içinden kopan o inançsızlığı hissettim ve bazı sayfalarda nihilistçiliğe yapılan bazı göndermeler nedeniyle nihilist olabileceğini düşündüm ama bence karakter bu konuda da bilerek biraz gelgitli oluşturulmuştu. Ana karakter dışında Svidrigailov da bence ana karakter kadar önemli ve çok mesaj taşıyan bir karakter diye düşünüyorum. Bence çok değer verilmeli. Raskolnikov' a benzediğini söylüyor bu karakter kitapta ve ben de bazı yönlerini benzettim açıkçası. Bu kitabın asla bir iki kere okumayla fark edilebileceğini ve yorumlanabileceğini düşünmüyorum. Bu yüzden Dostoyevski'ye çok hayran olduğumu içten içe çok teşekkür ettiğimi söyleyerek onu ara ara tekrar tekrar okumak üzere kitaplığımın en güzel yerlerine uğurluyorum...
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma
··
8,5bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Orkhan Nabiyev okurunun profil resmi
Sanırım bu kitabı anlamak için Dostoyevski olmak gerek)
narmin okurunun profil resmi
Kitaba yakışır bir inceleme👍🏻
Dr. Büşra Ö. okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme . Çok fazla detaycıyız Büşra😀
Büşra kurtuluş okurunun profil resmi
Hayat detaylarla anlamlanır :))
Özgür Köktürk okurunun profil resmi
Suç ve Ceza'yı yirmi yıl arayla iki kere okudum ve belirttiğiniz gibi asla bir iki defa okumayla "okudum" denebilecek bir kitap değil. Hemfikir olduğum okurları görünce mutlu oluyorum. Teşekkür ederim güzel incelemeniz için.
Büşra kurtuluş okurunun profil resmi
Ben çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.