12 Eylül darbesini yaşamış, 61 yaşında günümüz yazarından olan Dücane Cündioğlu'nun okuduğum ilk eseriydi. Felsefe, teoloji, psikoloji, tasavvuf, tarih, edebiyat.... gibi bir çok konuyu çeşitli dergi, makale, gazete, kitap v.b yerlerde ele alarak felsefi bir bakış açısı geliştiren yazarımızın seçtiği konuları ifade ediş şekli, düşünmeye verdiği önem, dini konularda ki insanı irdeliyiş biçimi ile bundan sonraki okuma listelerimde de yer almaya hak kazandı... ;-) "Sorumluluklarımız var; hem de ne pahasına olursa olsun yerine getirmek zorunda olduğumuz sorumluluklar. Sıkıntılarımız var; bir türlü halledemediğimiz, görmezden gelemeyeceğimiz, "ne yapalım, olsun" diyemeyeceğimiz sıkıntılar. Sorularımız var; sormaktan kaçınamayacağımız, cevabını bulmakla mükellef olduğumuz, cevabını bulmayı başkalarına devredemeyeceğimiz sorular." Bazen beynimizi zonkladan, bazen bizi bizden alan sorular.. Her daim mutlu olamadığımız, cevabını bir türlü bulamadığımız bir arayışın içerisindeyiz. Ne olduğunu niye olduğunu bilemediğimiz bir arayış... "Bir dünya var zihnimizde; hayalini kurduğumuz, hayalimiz yaşattığımız, hayaliyle yaşadığımız bir dünya. Bizi biz yapan bir dünya. Sevgilerimizin de, nefretlerimizin de kendisiyle anlam bulabildiği bir dünya. Bir de içinde yaşadığımız bir dünya var; canımızı sıkan, nefsimiz bunaltan, keyfimizi kaçıran bir dünya. Kendisiyle mücadele etmek zorunda bulunduğumuz bir dünya. Peşine takılıp gitmememiz gereken bir dünya. Bize acı veren, dert veren, sıkıntı veren bir dünya. Hangisi gerçek acaba? Hangisi yaşamaya / yaşatmaya değer bir dünya?" Sorgulanası daha bir çok soruyu içinde barındırarak, kimi zaman çıkış sunan kimi zaman ise deryada kaybolmuş balık misali hissettiren bu eseri kesinlikle okunmasını nacizane tavsiye ederek keyifli okumalar diliyorum... Hoşça bakın zatınıza... :)

Cenab-ı AşkDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20171,064 okunma

·

362 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.