Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çünki bu kişiler sağlıklarında mistik ya da gizli (ezoterik) doktrini kalplerinde tutmamışlar, bunlardan küçümseyerek konuşmuşlar, gizli doktrinlerin tanrılarını özel bir öğreti (inisiyasyon) ile tanımamışlar ve ölüp Bardo'ya geçip onlarla karşılaşınca bu tezahürlerin ne olduğunu bilememişlerdir. (99) 99- Konusu edilen, Tibet'e özgü herhangi bir özel doktrini bilmek değildir. Hangi dinden olursa olsun, insanlar otomatik olarak kendilerine öğretilenleri uygular, öğretileri dogmatikçe tekrarlar ve hayatın asıl gerçekleri üzerinde düşünmek gereğini duymazlar. Bu güne kadar Doğu’da, nadiren de Batı'da bazı tarikat ve öğretiler, bu gerçekler üzerinde durmuş ve seçkin buldukları kişilere bunları aktarmışlardır. Kitaptan öğreti, düşünce ile ve gözlemle kişiye mal edilmezse, ölüm sonucu, bağlı şuurun verileriyle birlikte silinip gider. Derin izler bırakarak üst şuura aktarılmış tecrübeler varlığın asıl kazancı ve hiç kaybetmediğidir. Bütün hayat deneyleri kişiyi bu yola çeker. Örneğin mal canlılığı; ruhsal olarak, kısır dünya tutkuları içinde, inşam çeşitli olay ve buhranlarla oradan oraya savura savura, mal edinme tutkusunun gerçek değeri derinden derine sezilirse; kişi kendini aşan, diğerleriyle ilişkili gerçek insanca değerlerin uygulamasına geçerse, bu anda melek hâline gelir. Gönlü zengin, insanları seven bir adamı tekrardan hasis ve kinci yapamazsınız. Öbür dünya ve ölüm ötesi dediğimiz şeyleri bir doktrin hâline getirsek ve bunları bir din veya tarikat öğretisi gibi insanlara ezberletsek, bunun da hiçbir değeri yoktur. Kişi kendi öz tecrübeleriyle bu bilgileri kazanmaya çalışacaktır ki, ne yaşamında ne de ötesinde, bilgisizliklerden doğan korkular bulunmasın.
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.