Gönderi

Kildaniler denince gözlerimiz geriye, eski çağlara çevrilir. Kildani aşiretleri İsa'nın doğumundan bin yıl kadar önce, gü- neyden, batıdan gelerek Güney Mezopotamya'ya, Fırat ve Dicle nehirlerinin arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir. Çok geçmeden Asuriler'in tehlikeli karşıtları oldular ve sonuçta, o zamandan beri "Kildanistan" adını da taşıyan "Babilistan" üzerinde sürekli egemenlik kurmayı başardılar. 587'de Kudüs'ü (Urëšlem) ele geçirerek, Yahudiler'e Babil esaretini yaşatan ve Babilistan'ı hayata geçiren, Yeni Babil Krallığı'nın en büyük hükümdarı II. Nabukadnezar'ı kim tanımaz? Ancak daha 538 yılında bu Kil- dani hanedanı Pers Kralı Keyhüsrev (Siros, Kuroş) tarafından yıkıldı: Kildaniler, hayalindeki dünya imparatorluğunu Suri- ye'deki Selevkos krallığını da katarak, Pers topraklarında kuran Büyük İskender'in 323 yılında ölmesinden sonra, Pers krallarının kulları oldular. Eski Babil, sözde yıldızbilimi gelişerek, yıldızların hareketlerinin yorumuna dönüşmüştü ve Kildaniler tanımlaması da kâhin tanımlamasıyla aynı anlama geliyordu. Bir olasılıkla Doğu'dan yola çıkan ve muhteşem bir yıldızı izleyerek Betlehem / Batlam'a gelen ve İsa'ya tapınan yıldızbilimciler (Mğuše, ed.) de Kildaniler'in yaşadığı bölgeden geliyorlardı. (
Sayfa 9 - Yaba yayınları, Mezopotamya Kitaplığı, 2004Kitabı okudu
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.