Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

150 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Değerleri, gelenek-görenekleri, hayat gailesi, yaşadığı sıkıntıları ile halkımızı en iyi anlatan yazarlarımızdan Orhan Kemal. Öyle, biz Türk halkını güzel göstermek için çabalamaz, “kol kırılır yen içinde kalır“lara başvurmaz. İyi bir gözlemcidir; net, objektif, torpilsizdir. Kahramanlarının iyi yönleri yanında kötü yönlerini de serer ortaya; kanlı-canlı içimizden bireyler olarak çıkarır karşımıza. Bir yandan öfkelenir, lanetleriz yapılan haksızlıkları; diğer yandan bizden, hepimizden parçalar da içerdiğini hissedip susarız. Fabrika işçisi güzel Cemile bir göz odada, babası ve erkek kardeşi ile sabırla bekliyor kaderini. Boşnak göçmeni varlıklı baba Balkan ayaklanmalarından sonra memlekete göçmüş, beş parasız kalmış, karısını veremden kaybetmiş, 15-17 yaşlarındaki iki evladını fabrikaya işçi vermiş. İçi gidiyor o sefil ortamda onları çalıştırdığı için, ama o eski soylu geçmişi kendisinin aynı işi yapmasına izin vermiyor. Cemile bir taraftan beğendiği genç katip gelip kendisini babasından istesin diye bekler, katibin burnu havada babaannesini razı etmeye çalışırken, öte yandan kendisine göz koyan belalı ahlaksızı savuşturmaya çabalıyor. Arka planda, günlük rızıklarını çıkarabilmek için canlarını hiçe sayıp çalışan yığınlar, fabrikada köşeleri tutmuş bir avuç uyanığa itaat etmek zorundalar. Yenilik getirmeye çalışan, bu uyanıkları yola sokmaya hazırlanan İtalyan mühendisi fabrikadan kovalama operasyonuna da bu yüzden alet oluyorlar. Biraz düşünseler, biraz da cesaretleri olsa aslında yeni düzenin kendi işlerine geleceğini anlarlar. Ama o kadar garibanlar ki, kader bellediklerine karşı çıkmaya korkuyorlar. Kenarlara itilmiş, göz önünden uzaklaştırılmış, hatırlanmak istenmeyen küçük insanları hikayeleri ile önümüze seriyor Orhan Kemal. Kimse onları görmek istemese de oradalar işte; çoğunlukla cahil, kaba, saygısız, acımasızlar. Bu çemberden kurtulma şansları yok; hasbelkader kurtulanın da geriye dönüp bakmaya niyeti yok. Acımasız bir çarkın dişlileri arasında ezilmemeye çalışarak ömür tüketiyorlar. Basit, sade, etkileyici anlatımı ile bir sinema filmi tadında bu basit hayatları anlatıyor Orhan Kemal. Eski zenginlerin çulsuz, eski çulsuzların zengin olduğu savaş yıllarından sonra oluşan yeni toplumsal yapıyı çok başarılı aktarıyor. Yoksul katibin babaannesi, kendilerinden daha yoksul olanların yaşadığı ortama burun kıvırır, dünkü gariban işçi kahvehanenin başına geçince ona buna patronluk taslarken Nietzsche’nin o müthiş tespiti geçiyor aklımdan: Kölenin isteği gerçekten de özgürlüğüne kavuşmak değil. Kendi kölesinin efendisi olmak… Acı. Ama yanlış mı?
Cemile
CemileOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20173,866 okunma
··
500 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.