İslam, eski Bizans İmparatorluğu topraklarının tamamı üzerindeki hakimiyetini artık büyük ölçüde kurmuş ve sağlamlaştırmıştı -Osmanlı İmparatorluğu pek çok yönden Bizans'a benzeyecekti, sadece artık üzerinde Müslümanlık elbisesi olacaktı. Osmanlılar, çok farklı dinler ve etnik kökenlerden insanlardan oluşan imparatorluğu yönetirken Bizans'ın devlet kurumlarının pek çoğunu miras alıp bunları olduğu gibi yaşatmıştı. Doğu
Hıristiyanlığmın aldığı yenilgi ve gücünü kaybetmesi çok ağır bir psikolojik darbe olsa da, İslam'm dünyanın bu Doğu noktalarında Hıristiyanlığın ebedi ölümcül düşmanı haline gelmediğini de belirtmek gerekir; bu nedenle iki din iç içe yaşamıştı. Tebaa konumuna yeni düşmüş Hıristiyanlar ne düşünürlerse düşünsünler, iki tarafın yan yana yaşamasından başka pek seçenek yoktu.
Elbette, özellikle de Osmanlı İmparatorluğu yavaşça zayıflamaya başladığında ve Avrupa'nın desteklediği ayrılıkçı milliyetçi hareketler arttığında, imparatorluğun çeşitli yerlerinde huzursuzluklar yaşanıyor, bölgesel ayaklanma ve isyanlar gerçekleştiriliyor
du. Bazı isyanlar çok şiddetli biçimde bastırılıyordu. Aslında yerel Hıristiyanlar geçmişte Bizans egemenliğine karşı da sürekli olarak isyan etmişlerdi. Bu uzun zaman zarfında Müslüman nüfusların da Osmanlı yönetimine karşı yerel isyan girişimleri olmamış değildi.