Sultan Galiyev, önemli bir komünist aktivistin, teorisyenin çarpıcı bir örneğiydi ve Müslüman solunun önemli bir sözcüsüydü. Galiyev'in suçlanması, hapse atılması, sürgün edilmesi, dışlanması, sonunda da idam edilmesiyle sonuçlanan olaylar, İslam kültürünün Avrupa -hatta Sovyet- emperyalizmi karşısında büründüğü "milliyetçi" kimliğin müthiş kanıtlarıdır aslında. Açıkçası Sultan Galiyev'in Stalin'den kopması, ardındanda Müslümanların milliyetçi çıkarlarını benimsemesi gibi olgular Komünist Parti içerisinde yeni bir terimin oluşmasına yol açmıştı: Sultan Galiyevcilik. Bu terim, komünistlerin Rusya'daki Müslüman topluluklarının içerisinde var olan gizli milliyetçilik unsurlarından duydukları korkuyu ifade edecekti. "Marksist Leninist ideolojinin yerine milliyetçiliğin geçmesine izin verildiğinde olanları görüyorsunuz işte," sözü komünistlerin dillerine adeta pelesenk olmuştu. Bu arada Sovyetler de farkında olmadan İslam'ı "etnik kimliğe" dönüştürmek için çok büyük çabalar vermişlerdi. Teröre Karşı Küresel Savaş'ta Amerikan politikaları da aynı şeyi yapmıştır.