Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
insanın kendisiyle yüzleşmesinin en zalim anlatımı
İnsanın kendisiyle acımasızca nasıl yüzleştiğini,üst anlayışa sahip olma ıstırabına erişmiş antikahramanı ile anlatır Dostoyevski.Suç ve Ceza'da Raskolnikov sefaletinden bıkmış bir halde gitmişti tefeci kadının evine her şeyi planlamıştı,ihtiyacı kadar olanı alacaktı.O baltayı kaldırdı lakin o kalkan balta sefaletin sebep olduğu buhran değildi sıradanlıktan muzdarip birinin sıradışı olma diğer ulu mertebedekiler gibi azınlıktan olma,sıradan insanın yapamayacağı şeyi yapma,hududu geçme amacıyla kalktı.Kalkan balta bir isyandı.Burada da isimsiz bir anlatıcı var yeraltında yaşayan yazdıklarını kendine yazıyor baylar diye sesleniyor fakat aldırmayın siz ona o sadece kendine yazıyor.Kendi ile acımasızca yüzleşir,hududu aşamayacağını bildiği için yeraltına çekilmiş.Baltası yok,cinayete gitmiyor onun çıldırışı. O sadece yeraltı dediği köşesinde izole olmuş şekilde yaşıyor ve üst anlayışının eziyetini çekiyor.Sıradan bir memurun,iş adamının anlayışına sahip olsaydım der fakat ne mümkün o aydın bir düşünürdür sıradan insanların giremediği o alana girer.Sıradan insanlar düşüncesinin ardına düşmez düşünür uygular oysa derin düşüncenin girdapına düşmüş biz zavallılar diş ağrısı çekeriz adeta düşünce düşünceyi getirir.Düşüncenin anaforununda kaybolur.Kahramanımız(özür dilerim o kendini antikahraman olarak tanımlar) aydın yalnızlığı,entelektüel yalnızlık çekiyordur.Tüm bunların yanında sıradan insanlardan farklı olarak kendini acımasızca yargılar.Erdemli biri olmakla uzaktan yakından alakası yoktur.Sekizinci dereceden memur,aldığı kısıtlı maaş ile Petersburg'da yaşar.Apollon isimli nefret ettiği uşağı ile beraber deliğinde yaşar izole olmuş bir şekilde.Bize de bu haldeyken yazar(kendine daha doğrusu) sorgular öç almaya sorgular mesela öç almak insanın tabi güdüsüdür hakaret gördüğü kendisine kötülük yapan kişiye karşı hele tüm bunlar taze olmuşsa bir boğa gibi etrafında kızgınlıkla döner hedefe atılmaya koyulur .Tabi bunlar sıradan insanlar için geçerli .Üst anlayışa sahip bahtsızlar yani bir nevi laboratuvar imbiğinden geçmiş talihsizler duvarı görür ve hayır der.Çünkü tabiat kanununu bilir.Tabiat karşısındakini daha iyi donatmışsa onun üzerine geçebilmek mümkün mü? ya da bunlar sadece öç almayı kendine kendine kötü anıların üstüne ekleyerek gece uykularını zehir edenlerin bahanesi mi? Peki biz insanlar her şeyi çıkarımıza göre yaptığımızı söylüyoruz? Çıkarlarımız refah,adalet,yücelik vs vs diye davranışlarımıza bir kılıf buluyoruz.Ama bunlar hakikat mi? İnsan çıkarları doğrultusunda arzularından,hür iradesinden faydalanmaz mı? Davranışlar tek kalıba sığmaz.Dostoyevski şunu der arzu,hür irade insanın olmazsa olmazıdır tüm davranışları logaritmik bir cetvele göre sığdırsaydık ne yapacağı belli insanlar olsaydık tüm bunların ne manası olurdu ki? der. Eserin felsefi kısmı ve özü burada insan tabiatının en olağanüstü yanı davranışlarının,koyduğu hedefe doğru giderken oradan her an sapma ihtimali en yüksek canlı olmasıdır.Hayvanlar avına giderken nasıl avlanacakları gayet belli,onları yanıltma payı hemen hemen az.Lakin insan denilen hayvan amacı için çıktığı yolda başka arzuların,hayallerin etkisinde kalıp iradesini yitirebilir.İnsanın kesin olmaması,matematik formülleri ile açıklanamayan doğası onu olağanüstü yapar.Antikahraman insanı en acı hakikati ile de yüzleştirir insan en istediği şeye sahip olduktan belli birsüre sonra ondan sıkılır. Çünkü insan kesinlikten hoşlanmaz ,macera ve muğlaklığı sever.Aynı zaman da varlıkların en nankörüdür o der antikahramanımız.Kitap iki bölümden oluşur ilk kısım yeraltı bize insan hakkında en acı hakikatlerle yüzleştiririr.Çoğu insan kendisi ile yüzleşmez,ona göre yaptığı her davranış yapılması gerekendir ve tüm bunları samimi olarak yapmıştır.Öyle mi gerçekten?Eğer ilk kısımda anlatıcı ile birlikte acı gerçeklerle yüzleşmeyi bitiriseniz ikinci notlar kısmında onun hayatına daha iyi bakarız.Çocukluğundan beri dışlanan(yoksulluk,dış görünüş en büyük etken) bununla beraber bu erişkinliğine kadar devam eder onda komplek oluşturur iş yerinde ondan kötü görünüşlü pejmürde insanlar var ve onlar hallerinden memnunlar ben yine zihinsel işkence ediyorum kendine der durur.Yeraltı bölümünde insanlara olan alaycılığı işte bu hakimiyet kurma esaslıdır.Zengin değil,statüsü yok,pek iyi görünüşü yok ama inanılmaz derecede kültürlü(çeviri kültürlü olarak çevrilmiş,eminim Dostoyevski başka bir kelime kullanmıştır) okudukları ona üst anlama yetisi kazandırmış insanların bayağılıklarını görüyor.Ama yine de onların onayını alma ihtiyacı duyuyor.Peki ama neden? Nefret ettiği okul arkadaşları ile yemeğe çıktığında aşağılanıyor,onay almak hayal o da öç almak istiyor.Ama onun öcü Lermantov'ın ,Puşkin'nin eserlerindeki gibi .Gerçek hayatta yaşadığı tüm hayalkırıklıları,duvarın farkında olması onu yeraltına itmiş.Burada Gogol'un çok sevdiğim öyküsü Nevski Bulvarı'na gönderme var.Piskarev karakteri bizim içli,gerçeğin acılığını kaldıramayan ressam karakterimiz aslında büyük bir şehirde yalnızlaşan,hayalperest,gerçekten sakınan tüm o karakterlerin prototipi.Beyaz Gecelerde hayalperest karakteri daha romantik ve içliydi burada kahramanımız romantik bakış açısından nefret eder.O sıralarda gotik,romantik eserler Avrupa'da pek revaçtaydı.Burada da George Sand 'a atıfta bulunur ve tüm bunları alaya alan olabildiğinde acıyı ve ıstıraba seven bir karakter var.Zira tüm fakirliğin asilliği,erdemli insanların billur saraylarının yalan olduğunu biliyor.Liza onun evine geldiğinde fakirliğin asaleti vs onların palavra olduğunu biliyor.Istırabı bu zaten.Liza'ya acı çektiriyor onu sevdiği halde çünkü onun üstünlüğü ele aldığını biliyor,nefret ediyor,ıstırap çekiyor ve tüm bunları sulusepken hava ona hatırlattığı için yazıyor.Suç ve Ceza'nın asıl olayı olan sıradan insan olmanın ötesine geçme ,duvarı yıkma ama bunu yıkamayınca gelen o büyük buhran işte Yeraltında Notlar bir nevi antikahramanın o büyük buhranı ile beraber kendisi ve insanlıkla yüzleşmesini anlatıyor.Baltası yok ama kalemi var.Dostoyevski her zaman olduğu gibi insan tabiatının zayıflığını ve üst anlayışa sahip olan biz zavallı azınlığın ıstırabını anlatıyor.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.