Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

880 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
BU BİR KARA KULE İNCELEMESİDİR!
2013 yılında kitap fuarında gezerken stantın üstünde
Kubbe'nin Altında
Kubbe'nin Altında
görmüştüm. O zamanlar dizisini izliyordum ve kitabını görünce okumak için heveslenmiştim. Yazarı hakkında çok bir şey bilmiyordum fakat okumaya başladığımda ilk 100 sayfada bile hayran olmuştum. Aradan 10 yıl geçti ve kendisi hakkında birçok şey öğrendim, kitaplarını okudum ve her defasında daha da fazla hayranlık besledim. Sonrasında ise Kara Kule’nin namını duymaya başladım. Birbirleriyle normal şartlarda bağlantısı olmayan kitapların bir seride birleşme fikri bana çok cazip gelmişti. Seriyi okumak için fazlasıyla heyecanlıydım ve okumam gereken kitapları okumadan önce başlamak istemiyordum. Maalesef ki bugün bu 4245 sayfalık serüvenin sonuna gelmiş bulunmaktayım ve tarifsiz duygular içerisindeyim. Neredeyse 1 yıla yayarak okuduğum için bir tık pişmanım, daha fazla yayabilirdim fakat kitap sonlarını her seferinde bir dönüm noktasında bitirince devam kitabına başlamadan duramadım. Buraya kadar geldiyseniz Kara Kule hakkında yeterince bilgi sahibisinizdir fakat kısaca bazı şeyleri özet geçmek istiyorum. Kara Kule serisi, Stephen King tarafından kaleme alınmış, yazım süreci 30 yılı aşkın bir süreye yayılmış bir seridir. Başta J.R.R. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi serisi ve İyi, Kötü ve Çirkin filmi olmak üzere birçok eserden esinlenmiş veya göndermeler yapmıştır. Fakat kitabın ana teması Robert Browning'in Childe Roland to the Dark Tower Came (Şövalye Roland Kara Kule'ye Geldi) adlı uzun şiirinden ortaya çıktı. Sonrasında ise şiirin bir tasvirini 1859’ da Thomas Moran’ın aynı isimli tablosunda görüyoruz. (scc.li/uakj6) Tabloya baktığımızda ise bize serinin son kitabını fazlasıyla betimliyor. Roland yedinci kitapta da bu tabloya denk geliyor. Bu zamana kadar okuduğum King kitapları arasında King’in ilham kaynağı yazarlarını en fazla hissettirdiği seriydi benim için. Kurgulanan evrenin kuralları bana Lovecraft hikayelerini anımsatırken Roland’ın Kara Kule’yi arama hikayesi Frodo’nun yüzüğü ulaştırma hikayesini anımsatıyordu. Aynı şekilde karakter motivasyonları da buna bir örnektir: Bir tarafta yaradılış amacının peşinden giden ve felaketleri önlemeye sebep olan bir silahşör, diğer yanda ise yüzük görevini yerine getirmeye çalışan bir hobbit. BURADAN SONRA BİRAZ SPOİLER BULUNMAKTADIR!! . . . . Stephen King’in romanları içerisinde birbirlerine göndermeler bulunmaktadır. Kitapların bütününe baktığımız zaman bir “King Evreni”nden söz etmek çok da yanlış değildir. Kara Kule serisi göndermelerin değil, bittiğini düşündüğümüz hikayelerin de devamıdır ayrıca. Hikayenin bir kısmında Peder Callahan’ın kendisinin başka bir dünyada bir kitap karakteri olduğunu öğrenme şokunu görüyoruz. Aslında serinin yazarının Stephen King isminde bir yazar olduğunu ve bir nevi anahtar görevi gördüğünü öğreniyoruz. Bu aşamadan sonra kitap benim için sadece bir fantastik roman olmaktan çıkıyor. Artık beşinci kitaptan sonra karakterler Descartes’ın rüya argümanı ile ilişkilendi benim zihnimde . Rüya argümanını şöyle özetleyebiliriz: Eğer biz bir rüyadaysak ve bu rüya fazlasıyla bize gerçek gözüküyorsa, aslında yaşadığımız onca deneyimleri, düşünceleri rüyalarımız içinde yapıyorsak ve farkında değilsek. Eğer ki biz böyle bir ihtimalin içindeysek bile bunun farkında olmayabiliriz. Farklı evrenlerden birisi bunu gelip söylemese kimsenin bir kitap karakteri olduğundan ve hayatlarının bir kitapta anlatıldığından haberi olmayacaktı. Peki ya biz de bir kitap karakteriysek? King eserlerini okurken yazmanın büyüleyici bir şey olduğunu düşünürdüm. Hayatımın belirli döneminde “yazma” temalı eserlerle karşılaşınca bunun üzerine çok düşünürdüm ama King özellikle yazar temasını kitaplarında çok kullandığı için çok daha etkileyici oluyordu. Kara Kule’ de ise bu düşüncemi çok daha somut bir şeye dönüştürmüş. Bunu yaparken kendi hayatında yaşadığı kırılma noktalarını da hikayeye başarılı bir şekilde yedirmeyi başarmış(1999 yılındaki ölümden döndüğü kazayı, Kara Kule evrenini etkilemek için kurguılaması gibi).Ayrıca bu süreç içinde kendi özeleştirisini yapabilmesi de insanın yüzünü gülümsetiyor. Hikayenin finalinden hemen önce King’in bize interaktif bir oyun oynuyormuşuz gibi sunduğu iki seçenek var. Hikayeyi gördüğümüz yerde bırakmak ya da Roland’ın hikayesinin sonunu görmek. Bunu yapma nedenini anlayabiliyorum fakat hikayenin finali birçok insanın aksine beni tatmin etti. Kara Kule yazılmış en iyi fantastik eser olmayabilir, eksikleri de var tabii ki fakat içinde bulundurduğu karakterlerle, hikayelerle, metaforlarla özgün denebilecek bir eser var ortada. Her sadık okuyucunun yolu bir gün Kule’ye düşecek ve Roland gibi Kule’yi arayacaktır. Son olarak bizi böyle bir hikayeye dahil ettiği için sai King’e teşekkürler derim.
Kule
KuleStephen King · Altın Kitaplar · 2011993 okunma
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.