"Bir saat kadar sonra odama dönüp kapıyı kapatmış, pencerenin önündeki masaya oturarak yeni öyküme başlamıştım. Kalemim inanılmaz bir hızla kâğıtların üstünden kayıp gidiyordu. Fakat iki üç saat sonra sanki görünmez biri beni engelliyormuş gibi elim duruverdi. Masamdan kalkıp odanın içinde volta atmaya başladım. İşte en çok böyle zamanlarda megalomanyaklığım depreşiyor ve vahşi bir zevk duymaya başlıyordum. Böyle bir zevk anında artık ne annem ne babam ne karım ne de çocuklarım vardı... Yalnız kalemimden akan hayat ve onunla can bulan ben vardım."