Eğer Sabahattin Ali’nin zamanının ilerisinde bir birey olduğunu düşünüyor ve Türkiye’nin onu hak etmediğini düşünüyorsanız, bu kitap tam size göre. Kadınlar üzerine yaptığı konferansı, ona duyduğum sevgi ve saygıyı katbekat arttırdı. Okurken, acaba şu anki durumumuzu görebilseydi, hayal kırıklığından başka bir şey hissedebilir miydi diye düşünmeden edemedim… Neyse efendim, şiirler, çizimler, öyküler, yazılar ve bir opera bile var bu derlemenin içinde! Şiirlerinin yanında kendi el yazısıyla yazdığı versiyonlarının olması çok hoşuma gitti. Osmanlı Türkçesi öğrenesim gelmedi değil kdşflsmkspdk. Yazılarında ise Sabahattin Ali’nin o parlak zihnine bir dalış yapıyor; politika ve o zamanki Türkiye hakkındaki görüşlerini(ve eleştirilerini) inceleyebiliyoruz, ki bu cidden hoşuma gitti, ne kadar bir edebiyatçı olsa da, siyasi kimliğini de göz ardı edemeyiz. Bu derlemenin içindekilerin uzun yıllar bir sandıkta saklandığını düşününce bu kitabın değeri gözümde artıyor. Son olarak kitapta en üzüldüğüm nokta, yazmayı planladığı hikaye ve romanların olduğu kısımdı. Keşke dünya bu kadar iğrenç bir yer olmasaydı ve keşke Sabahattin Ali uzun bir ömür yaşayabilseydi, planladığı her şeyi yapabilseydi, kızının başarılı hayatını izleyebilseydi, Türkiye’nin gelişimini izleyebilseydi ve ne kadar değer gördüğünü, sevildiğini bilseydi.

Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198bin okunma

··

400 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Batı