1970'le-
rin ortasından sonra Batı sistemi yaşamsal değişiklikler
geçirdi .Geleneksel sanayi imalatından, «post-sanayi" tü
ketim kültürüne, iletişim ve bilgi teknolojilerine ve hiz-
met sektörüne bir kayma oldu. Küçük ölçekli, tek mer-
kezden idare edilmeyen , çok yönlü ve hiyerarşik olmayan
işletmeler gündeme geldi. Piyasalar kuralsızlaştırıldı; işçi
sınıfı vahşi bir yasal ve siyasal saldırıyla karşı karşıya
kaldı. Geleneksel sınıfsal bağlılıklar zayıflarken yöresel,
cinsiyetçi ve etnik kimliklerin ısrarla üstünde durulmaya
başlandı . Siyaset giderek daha çok kandırmaya ve mani-
pülasyona dayanır oldu.
En hazır karların peşinde koşan bir avuç uluslar üstü
şirket bütün yeryüzünde malları dağıtıp, yatırım ya
parken yeni bilgi teknolojileri de artan globalleşmede
önemli bir rol oynadı. imalat sanayisinin önemli bir bö
lümü ucuz işgücünün bulunduğu "geri kalmış" dünyada
iş yaptırmaya başladı; bundan da bazı dar görüşlü Batılı
lar, ağır sanayinin yeryüzünden büsbütün silindiği sonucunu çıkardı. Kitlesel uluslararası işgücü göçü bu küresel
hareketliliğin sonucuydu; yoksul göçmenler daha ileri
ekonomilere aktıkça ırkçılık ve faşizm yeniden güçlendi.
"Çevre" ülkeier ağır iş koşunanna maruz kalırken, özel-
leştirilen sosyal hizmetler kısıntıya uğrarken ve bu ülke-
ler olağanüstü eşitsiz koşullarda ticaret yaparken, mer-
kezlerdeki traşı gelmiş yöneticiler, kravatlarmı bir yana
attp, gömlek yakalarını açarak, çalışanlarının ruhsal iyi-
liğini nasıl dert edindiklerini anlatmaya uğraşıyorlardı.
Bütün bunlar, kapitalist sistem gamsız, neşeli bir ruh ha-
lindeyken olmuyordu. Tam tersine, diğer birçok saldırgan
tavır gibi, bu yeni hırçın davranış da çok derin bir endişe
halinden kaynaklanıyordu. Eğer sistem manyaklaşınışsa
bunun altında derin bir moral bozukluğu yatmaktadır.
Tepedeki bu yeniden örgütlenmeye, savaş sonrası canlı
lığın birden kaybolması yol açmıştır. Şiddetlenen ulusla-
rarası rekabet, kar hadlerini düşürüyor, yatırım kaynakla-
rını kurutuyor ve büyümeyi yavaşlatıyordu. Şimdi sosyal
demokrasi bile fazla radikal ve pahalı bir siyasi seçenekti.
Böylece geleneksel imalat sanayi parçalara ayrıldı, işçi ha-
reketi boyunduruk altına alındı, piyasaların ve devletin
baskıcı eli güçlendirildi; yüzsüz açgözlülük olarak bilinen
yeni bir sosyal felsefenin yandaşlığında, sahne Reagan ve
Thatcher için hazır hale geldi. Yatırımların imalat sana-
yisinden, hizmet, finans ve iletişim sanayilerine kayması,
eski dünyadan, cesur yeni bir dünyaya sıçramayı değil,
uzun süren iktisadi krize karşı bir tepkiyi göstermektedir.