Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

George Orvvell, asıl sorumluluğun insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleyebilmekte yattığını söylemişti. John Stuart Mili (hoş bir tesadüftür ki, ken­disi Bertrand Russell’ın vaftiz babasıdır) herkes temel bir önerme üzerinde uzlaşsa bile, insanlar ilk baştaki iddialarını nasıl savu­nacaklarını unutmasınlar diye, uzlaşma göstermeyen o tek kişiye kulak vermek gerektiğini söylemiştir. En sevdiği nükteyi söyle­mesi istenen Kari Marx, de om nibus disputandum demiştir (“her şeyden şüphe etmek gerekir”). Onun hayranlarının çoğunun bu deyişin özünü unutmuş olmaları ne yazık. Rosa Luxemburg şiddetle, özgürlüğün her şeyden önce farklı düşünenler için öz­gürlük olduğunu savunmuştur. Areopagitica adlı eserinde John Milton, biri neyin doğru olduğuna inanırsa inansın, bunun yanIışın iddialarına maruz kalması gerektiğini, çünkü ancak dürüst ve açık bir dövüşte doğru olanın haklı olduğunu iddia edebilece­ğini ya da umabileceğin ifade etmiştir. Frederick Douglass, mü­cadele etmeden gerçeği ya da adaleti bekleyenlerin tıpkı fırtına olmadan denizi hayal edebilenlere benzediğini söylemiştir.
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.