Cevat, Türkiye'nin yurdunu bir gecede düşmanlardan temizlemeye giriştiğini ve genel olarak yıllarca sürecek gelişmeleri kısa sürede gerçekleştirerek, şimdiye kadar yapılmamış olan bir şeyi yapmakta olduğunu söyledi. Eğer iki yıl önce ona, Türkiye'nin böyle bir başarıyı bu kadar kısa bir sürede elde edeceği söylenseydi, bunun olanaksız ve aptalca olduğunu ileri sürüp gülerdi. Mutlaka başarı sağlanacaktı. Öyle hızlı ilerliyorlardı ki bazen hata yapabileceklerini biliyorlardı, fakat doğru yolu izleyeceklerinden ve sonunda amaçlarına ulaşacaklarından en ufak bir şüpheleri yoktu. Ekonomik durumdan söz etti; bütçeyi nasıl dengelediklerini; demiryollarını nasıl hızlı bir şekilde yapıyor olduklarını ve yabancılardan borç almaksızın nasıl diğer gelişmeleri gerçekleştirdiklerini uzun uzadıya anlattı. Eğer gelecek birkaç yılda Türkiye'de barış korunursa, ekonomik gelişmesi dünyayı şaşırtacaktı. Fakat başarılı olmayı istiyorsa dış dünyanın sempati ve toleransına güvenmeliydi.
Cevat'a söylediklerine tümüyle katıldığımı, Türkiye'nin son zamanlarda yaptığı gelişmeleri büyük bir ilgi ve hevesle takip ettiğimi ve bu ülkeye karşı duyduğum sempatiye güvenilmesini söyledim. İki nedenle burada olduğumu belirttim: Amerika'nın yasal çıkarlarını savunmak; iki ülke arasındaki dostani ilişkileri azami derecede geliştirmek ve güçlendirmek. Cevat Bey'in eski dostluğumuza dayanarak yaptığı bu samimi görüşmeden dolayı ona müteşekkirdim. İstanbul'da birkaç haftalık kalışı süresince ona gerek duyulması halinde, emrime amade olduğunu söyledi.
Pazartesi, 26 Eylül [1927]
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.