Başlarda karakterlerin psikolojik betimlemelerinin uzunca yapılıyor oluşu beni sıkmıştı. Öyle ki olaylar merkezde olmadığından kitapla ilgili heyecanımın da pek diri olduğu söylenemezdi. Ne zaman ki yarıya geldim kitabı elimden bırakamayıp bir gecede bitirdim. Kitap adından da ipucu verdiği gibi etraflarındaki insanlar içinde kişilerin nasıl ruhsal yalnızlıklara sürüklendiğini anlatıyor. Tamamen kendi verdikleri kararlardan dolayı doğup büyüdüğü yakın çevrelerinden kopuşlarının getirdiği, çektikleri eziyetler sonucunda toplumdan ayrışmışların ta içinde sakladıkları yalnızlıklarını
Tarık Buğra 'nın usta kaleminden okumak bizi de kendi hayatımız üzerine önlenemez suretle düşündürüyor. Kitap bittikten sonra şunu anladım : Mutluluğu kendi içimizde saklamıyoruz doğrusu bu çok bencilce olurdu. Mutluluk onun ameleliğini yapanları kendiyle mükafatlandırır ve bu da saadeti arayan ruhların birbirini anlamasıyla sağlanır.