Bahai kenti, Pelourinho Yokuşu 68 numarada yer alan metruk, tekinsiz ve kokuşmuş bir binanın sakinleri arasında geziniyorum.
#dante ‘nin aklımın koridorlarında yankılanan “Cennet” ve “Cehennem” kantoları arasında “Araf” tayım.
Neden mi ?
Yüz on altı odalı bu hanede sevgi, umut ve çaresizlikle yek beden olmuş altı yüzden fazla insan,
”Cennet”ten bir kanto hatırlatırken:
“Enginliğinde gördüm ki
Evrende dağınık her şey
Sevgiyle tek bir ciltte birleşmiş :
Töz, araz ve biçim
Öyle kaynaşmış ki
Dediklerim cılız bir ışık ancak.”
Açlığın, sefaletin, çaresizliğin ve umutsuzluğun kol gezdiği, #alınteri’nin sömürüldüğü insanlarla dolu olan bu yer
#ilahikomedya ‘nın “Cehennem”kapısında yazılı olan sözü fısıldıyor:
“Ey buradan içeri girenler, her türlü ümidi geride bırakın!”
Zirâ burası, hem Cennet hem Cehennem!
Ah, Amado!
Yine bir kağıt kesiğisin kalbimde.
Alınterinin istismar edildiği tüm dünyada, Brezilya’nın ve dahi tüm Latin Amerika coğrafyasının hikâyesini anlatıyorsun yine.
Kesif kokuların istila ettiği bu bina, toplumsal eşitsizliğin bir metaforu.
Amado ‘nun yeniden inşa ettiği bu binanın boşluğundan sesleniyorum şimdi:
“Boşlukta rehberim ol sevgili Vergilius.”