Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kısacası Polonya'daki, aynı şekilde Lirvanya'daki Tatarların sayıları birkaç bini geçmiyor. Ayrıca dağınık yaşıyorlar. Uzun yıllardan beri Tatarca'yı unutmuşlar. O derecedeki Lehçe isim ve soyadları almışlar. Şüphesiz Polonyalılar ile evlenerek asimile olmuşlar. Başka bir tabirle Polonya'ya entegre olmuşlar. Kimliklerini bir nebze İslam dini ile koruyabilmişler. Son zamanlarda ise milli kimliklerini aramaya başlamışlar. Avrupa Birliğinin azınlıkları koruma felsefesi en ufak toplulukları dahi bir çeşit şuur kazanmalarına yol açtı. Finlandiyada yaşayan bugün sayıları 850 kadar kalan Tatarların gayretleri ile Tatarca Avrupada bir azınlık dili olarak AB tarafından kabul edilmiş bulunuyor. Bu gibi azınlıklar bir takım kültürel ve sosyal haklarla desteklenmedikleri ve korunmadıkları takdirde yok olacaklardır. Bazı araştırmacılara göre, her iki haftada bir dil yok olmaktadır. Dolaysıyla nüfusu çok az Türki topluluklar tarafından kullanılan diller de tehdit altındadır. Avrupa'da Kırım Tatarcası, Gagavuz' ca ve Karaimce savunmasız ve yok olma tehlikesine maruzdurlar. Rusya Federasyonunda ise Altay'ca, Baraba Tatarcası (Sihir Tatarcası), Başkurt'ça, Çulumca, Çuvaş'ça, Hakas'ça, Karaçay-Balkar'ca, Karagas'ça, Kumuk'ça, Nogay'ca, Tuvaca ve Yakut'ça (Sakaca) ya savunmasızdırlar ya da birkaç yıla yok olacaklardır. Bu listedeki Çuvaşlarla Başkurtların nüfusunun bir milyonu aştığını düşünürsek, sırf nüfus faktörünün de dilleri korumaya yetmediği anlaşılmaktadır. Bu gibi sorunlar kültür politikaları ile belki çözülebilir. Bu gibi şartlarda Polonya ve Litvanya Tatarlarının mücadelesi takdire şayandır. Şu hususu not etmeden geçemeyeceğim. Polonya'nın bağımsızlığının temelini atan Mareşal Josef Pilsudski ( 1 867- 1 935) döneminde Sovyetler Birliğine karşı mücadele eden, Rusya kökenli bir hayli muhalif milli teşkilat Polonya istihbaratından maddi destek görmüştü. Bu sayede Gürcü, Ermeni, Azeri, Kazak, değişik Kafkasya boyları, Özbek ve Tatarlar diasporadaki kendi anti-Sovyet teşkilatlarını yaşatma ve yayınlar yapma imkanını buldular. İşte bunlar arasında başında romancı, gazeteci ve siyasetçi Ayaz İshaki (İdilli) (1878-1954) bulunan Yanğa Milli Yul (Yeni Millli Yol) adlı siyasi aylık dergisi geliyordu. 1934'ten 1939'a kadar çıkan bu dergi Almanya'nın Polonya'yı işgali ile son bu diğer muhalif dergiler gibi son buldu. Diasporadaki Tatar aydınları Polonya'nın bu desteğini unutmamaktadırlar. Sonuç olarak şu söylenebilir: Polonya'daki Tatarlar bu coğrafyaya çok önceler neredeyse 600 yıl önce göç etmişler. Dolaysıyla dillerini unutmuşlar. Soyadları Lehçe olmuş. Buna rağem dinlerini korumaya çalışmışlar, kendilerine has Müslüman mezarlıkları oluşmuş. Tataristan ve Kırım ile ilişkiler başlayınca kültürel Tatar şuuru da oluşmaya başlamış. Ancak onlar köklerini unutmayan Polonyalılar olmuşlardır. Baltık Müslümanları Sahili Baltık Denizine bakan ülkelere genellikler Baltık ülkeleri denilir. En kuzeyde Finlandiya'ya komşu Estonya, onun komşusu Letonya ve Belorusya ile Estonya arasında Lirvanya bulunur. Estonya'nın nüfusu 1 milyon 340 bin ( 1 .300 Müslüman) , Lirvanya'nın nüfus 3 milyon 1 82 bin (2.800 Müslüman) ve Letonya'nın ise 2 milyon 274 bin (3.500 Müslüman) nüfusu, yani toplam olarak 6 milyon 800 binlik bir nüfusa sahiptir. Buradaki Müslümanların ekserisi bu bölgelere Rusya'nın eline geçince yerleşmişlerdir. Letonya (Latviya) Tatarları Eskiden Polonya ve Belorusya Tatarları ile birlikte anılan bu Tatarları belki iki gurupta inceleyebiliriz. İlki Polonya Tatarları bölümünde bahsettiğimiz gibi 600 yıl kadar önce Altın Orda İmparatorluğu ve daha sonra hanlıklardan gelip yerleşenlerden oluşmaktadır. Bunlara ek olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı esnasında Ruslara esir düşerek 100 kadar Türk savaş esirinin Venden (Cesis)'e getirildiği biliniyor. Daha sonra o dönemlerde Rusya'nın bir parçası olan bu bölgeye işsiz ve topraksız kalan bir kısım Mişer gelip yerleşti. Letonya'nın başkenti Riga'da ufak bir Müslüman topluluğu 1 9. Yüzyılın sonunda oluştu. 1 902'de artık Riga'da resmen tescilli Müslüman cemaati vardı. Ufak bir mescit açılmış ve ilk imamı İbrahim Davidov olmuştu. Bağımsızlık öncesi Letonya'daki Tatarlar hakkında en iyi araştırmayı Valters Şçerbinski yapmıştır. Onun belirtiğine göre, Müslümanlar arasında Rus ordusunda görev yapan Tatar-Başkurtlar da vardı. 500 kadar Müslüman genellikle Latgalia eyaletinde yaşıyormuş. Rus askerlerinin karargahı ise Daugarpils'te bulunuyordu. 1. Dünya savaşında esir düşen Türk askerleri ve Osmanlı tebasından olanlar buraya getirilmişlerse de, sonradan Rusya'nın iç kısımlarına sürülmüşlerdir. 1 9 1 7 Şubatta Rusya'sında işçi, asker ve aydınların insiyatifi ile çarlığa karşı darbe yapıldı. 1 9 1 4 yılında başlayan savaş halkı perişan etmişti, askerler de verdikleri kayıplarla bunalmışlardı. Bu şartlarda Devlet Duması Çarı çekilmeye zorladı. Ülkede siyasi serbestlik, basın özgürlüğü, aznlıkların toplantıları aslında bir kaosa düştü. Geçici hükümetin Başbakanı Kerenski halkın beklentilerinin tersine savaş devam kararı alınca, bundan Lenin liderliğindeki Bolşevikler akılıca yararlandılar ve ülkede yönetimi ele geçirdiler. Lenin'in ilk dış siyasi faaliyet Brest-Litovsk antlaşması yaparak savaştan çekilmek oldu. Bu sayede Baltık ülkeleri, Finlandiya bağımsızlıklarına kavuştular. Osmanlı Devleti ise 1 878'den beri Rusya eline bulunan Kars ve Ardahan'ı geri aldı. Bolşeviklerin icratlarından korkan çar taraftarları, aydınlar ve bir kısım halk çevredeki ülkeler kaçmaya başladı. Kaçanların sayısı 2 milyon diye tahmin ediliyor. Bu iltica dalgasından Baltık ülkleri ve Finlandiya'nın payına düşen de oldu. Leronya'ya sığınan yeni Müslümanlar ve eskileri 1 920 yılında fırıncılık yapan Şakir Hüsnetdinov' u imam seçtiler. 1 928 yılında Letonya'da Din İşleri Dairesi kurulunca cemaat resmen tanındı. Hüsnetdinov imamlık makamında 1 940' a kadar kaldı. 1 920'de 1 1 5 Tatar ve birkaç Türk Letonya'da bulunuyordu. Daha sonra Müslümanların sayısı bir parça arttı, ekserisi Mişer kökenli olup, 1 30'u erkek, 32'si kadın idi305. Sovyetlerle Almanlar arasında 1 939 (Molotov-Rippentrop) yapılan gizli antlaşma çerçevesinde Polonya paylaşılarak devlet olarak ortadan kaldırılmıştı. Baltık ülkeleri de Sovyetler etki alanına bırakılmışltı. Neticede 1 940 Haziranında Leronya Sovyet orduları tarafından işgal edildi, Esronya ile Litvanya'nın başına da aynı şeyler geldi. Finlandiya 1 94 1 yılında Karelya bölgesini Sovyetler bırakmak zorunda kaldı. Sovyetler birçok Litvanyalıyı bu arada Yahudi kökenlileri Rusya'nın içlerine sürdüler. Çok da geçmedi Nazi Almanya'sı ile Sovyeder Birliği arasında savaş patlak vermişti. Haziran 1 94 1 'de Alman orduları Letonya'ya girdiler. Almanların ilk işi burada Yahudi aramak oldu. 1 943 yıında 1 O Kafkasyalı, 40 Tatar, 35 Türk, 5 Özbek ve başka Müslümanlar Yahudi zannıyla tutuklandılar ve başlarına ne geldi bilinmemktedir. Bu gurup arasında Sovyet ordusundan firar edenler de vardı. Riga kentinde Şakir Hüsnetdinov imamlık görevini sürdürebildi, Almanlar bu etkinliğe karışmadılar. Zaten 1 943'ten sonra Almanya çeşitli cephelerde mağlubiyeti tatmaya başlamıştı. Sovyet orduları Nisan 1 944'te Almanya işgali altında bulunan Kırım' ı nasıl eri almışlarsa, . aynı şekilde Letonya'yı da Almanlar elinden aldılar. 1 50 bin kadar Letonyalı gemiler, botlarla İsveç ve Almanya' ya, 1 95 1 'den sonra Avustralya ile ABD'ye sığındılar. ABD yönetimi üç Baltık ülkesinin SSCB tarafından işgalini tanımamış, onların Washington DC.'deki elçiliklerini açık tutmuştu. 1 944 Sovyet işgalinden sonra Sovyetler Birliğinin çeşitli yerlerinden başta Ruslar olmak üzere değişik milletlerin temsilcileri çalışmak için Letonya'ya geldiler. Bunlar arasında Tatar, Başkurt, Kazak, Kırgız ve Özbek gibi Müslüman kökenliler de vardı. 1 989 SSCB nüfus sayımına göre, Letonya'da 4.828 Tatar mevcuttu. 1 993 yılında, yani Letonya tekrar bağımsız olduktan sonra 1 . 500 kişilik bir azalma söz konusu oldu . . 1 997 yılında ise Riga'da cemaate kayıtlı 64 kişi gözüküyordu ve imamlık görevini Rufi Şevyor adlı muhtemelen bir Özbek yapıyordu. Bugün ise Riga'da Müslüman Cemaatinin imamı olarak Özbek asıllı, ancak Ufa'daki müftülüğe bağlı Mitdah Satdanov yapıyor. 2007 yılında ülkede 1 0 bin kadar Müslümanın olduğu tahmin ediliyordu. Bu Müslümanların 1 3'ü Riga'da toplam 1 6 dini cemaati bulunuyordu. Anlaşılan bu Müslümanlar Orta Doğu, Pakistan, Endonezya gibi ülkelrden gelp yerleşen yeni göçmenler olmalıdır. Tatarların sayısı ise bugün 3. 500' e ulaştı diye varsayılıyor. Onların da ekserisini Mişerler teşkil ediyor.
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.