John Steinbeck'in''hep bu kitabı yazmak istedim,bu kitabı yazmak için çalıştım,bun kitabı yazabilmek için dua ettim.''dediği bu efsane kitaba bir inceleme yazmadan geçmek istemedim.Bu kitabı yazdığı dönem eşiyle yaşadığı inişli çıkışlı ilişkiden dolayı Cathy karakterini yarattığı hatta karısını anlattığı düşünülmekteymiş. Kitap Yaşar Kemal okuyanların aşina olduğu,o betimlemede,Steinbeck'in kurguladığı Salinas Vadisinde geçmekte.Hikaye doğuda başlayıp yavaş yavaş batıya kayıyor.Araya bir savaş bile giriyor.Hikayemiz Trask ve Hamilton ailelerini konu alıyor.Trasklar babaları tipik bir Amerikan askeri olan Adam ve Charles ile başlıyor ancak unutmayalım ki bu kuşaklar süren bir Habil ve Kabil hikayesi...Hamiltonlar ise normal aile nasıl olur onu gösteriyor.Samuel Hamilton'a gelmeden-Hamiltonların annesi Liza bana yine Steinbeck'in Gazap Üzümlerindeki anne karakterini hatırlattı,buradan saygıyla anmadan geçmeyelim-Samuel Hamilton oldukça bilge,bir şekilde herkesin hayatına dokunan sanırım okuyanların kitapta seveceği karakterlerden biri olacaktır.Kitapta birçok karakter olmasına rağmen S.Hamilton'dan sonra bilgisiyle,ön görüsüyle beni cezbeden bir diğer karakter androjen karakter Lee'dir.(Bütün hikaye boyunca kimliğini anlayamadım ancak son sayfalarda Abra ile olan konuşmasından erkek olduğunu düşünüyorum.Ancak yaptığım araştırmada genel kanı androjen bir karakter olduğu yönünde.Lee,Adam Trask'ın yardımcısı ve oğullarını büyüten Çinli hizmetkar.Kendisi tam bir bilim aşığı öyle ki bir beyin cerrahından daha fazla beyin hakkında bilgiye sahip.Gelelim ana karakterimiz diyebileceğimiz kişi Adam Trask'a..Adam babasının zoruyla askerlik yapmış daha sonra babasının ölümüyle askerliği bırakmış,kardeşi Charles ile tamamen zıt bir karakter.Charles babalarından kalan çiftlikten yaşayan,geceleri meşhur evlere çıkmak için ancak dışarı çıkan ve orada hayatı son bulan karakter.Cathy..Ah Cathy..Ezeli Ezel yapan nasıl Eyşan ise,Adam'ı Adam yapan da Cathy'dir.Cathy kitapta bize mutlak kötü nedir,nasıl olunur onu anlatıyor.İçinde hiçbir zaman iyilik bulunmayan,öyle ki okul çağlarında öğretmenini kendine aşık edip intiharına sebep olmaktan,onu iyileştiren ona aşktan,sadakatten başka bir şey vermeyen Adam'ı vuracak kadar..Cathy anne babasından kaçıp kendine,tüm saf kötlüğüyle bir hayat kurar.Ancak bir gün öldüresiyle darp edilir ve Adam ve Charles Trask'ın çiftliğine sığınır.Charles ne kadar istemese de Adam ona yardım etmeleri gerektiğini söyler ve yapar da..Aşık da olur ve en nihayetinde seven sevilenen kurbanı olur.Cathy oğullarını doğurduktan sonra onların yüzüne bile bakmaz,kaçma planı yapar ve uygular.Ve bir genelevinin patroniçesi olmaya olan yolculuğu başlar.Oğullar Caleb ve Aron'da Adam ve Charles gibidir.Abra ise başta Aron'un sonra Cal'ın sevgilisidir. Biraz da kitabın bize verdiği mesajla ilgili konuşmak isterim. Kitapta aslında Caleb'in iyilik kötülük arasıda gidip geldiği,insan çelişkilerini anlattığı kısım bana benim senelerdir savunduğum'insan kendini var eder.' sözünü temellendiriyor.Kötülük yapmak istemiyor ancak bazen yapıyor.İyilik de yapabiliyor.Tüm bu eylemler onun özgür iradesine kalmış.Aron gibi kafasında bi idealize etme durumu yok.Aron,sevgilisi Abra'yı idealize ediyor.Kaybediyor.Annesini idealize ediyor.Kaybediyor.Çünkü hayat onun idealize ettiği gibi işlemiyor.Biz insanlar bir denge arıyoruz ancak denge bir sınır ve aynı zamanda sınrsızlık ve denge demek belki bir yerde özgür irade yok demektir.Çünkü özgür irade berberinde bir kaygı da getiriyor.Biz insanız kaygımızla,iyiliğimizle ve kötülüğümüzle..Bizi biz yapan şeyler değil midir bu,nedir bu denge arayışı.Eninde sonunda irademizden olacağız zaten..Bu dengesizliğin tadını çıkaralım.Aşırı uçlara kaçmadan..Denge de bir idealize etme durumu ve elde ettiğimizde kaybediyoruz.Denge çukurunun içine düşmeden ama fazla da uzaklaşmadan bir yaşam sürebilmek dileğiyle..