Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cumhuriyet devrinde Hilâfetin kaldırılması, tekke, türbe ve medreselerin kapatılması, dinle devlet işlerinin birbirinden ayrılıp lâiklik ilkesinin kabul edilmesi. Medenî Kanun’la kadın erkek eşitliğinin getirilmesi ve aile birliğinin din kurallarına göre değil de Medenî Kanun hükümlerine göre kurulması. Tiyatro, sinema, konser, dans v.b. gibi sanat ve eğlencelerin yaygınlaşması, ilk öğretim-den yüksek öğretime kadar her dalda kızlarla erkeklerin bir arada okuması, okul-larda temsiller verilmesi v.b... gibi toplumsal değişmelere karşı, Âkif'in «başyazar»lığını ettiği Sebilürreşad dergisinde çıkan kınayıcı yazılar, bugün uzaktan bakılınca, çok eğlen-celi görünüyor. Okuyuculara hoşça vakit geçirtmek için onlardan birkaç tanesini aktarıyorum: ...) Şehzadebaşı’nda, hiç çekinmeden, «Darülbedayi» ismini takınan bir sahnede picama ile çıkmak hünerini gösteren hanımlar... (1924, c. XXIV, sayı 607) Bu hafta Galatasaray Lisesi’nin geniş ve süslü salonlarında «Dârülelhan»ın erkek, kadın sazende ve muganniyeleri (sazcı ve şarkıcıları) tarafından bir konser verildi. Gazetelerin yazdığına göre «İstanbul’un aydın ve yüksek» aristokrasi zümresine mensup yüzlerce kadın ve erkek bu konserde bulunmuş, sahnede genç hanımlar ve beyler ecnebi operalarından parçalar söylemişler, dinleyiciler bu ortak konserden pek memnun olmuş ve duygulanmışlar! (...) İşte «hürriyet-i nlsvân» (kadın özgürlüğü) dâvasının vardığı sonuç! Kadını «esaret» ten kurtarmak için yıllardan beri durmadan onun adına bağırıp çağıranların asıl maksat-larının ne olduğu artık anlaşıldı: Müslüman hanımlarının süslenerek sahnelere çıkması, sazendelik ve muganniyelik, yahut aktristlik ederek beyleri eğlendirmesi, umumî salon-larda herhangi erkeğin kollarına takılarak birlikte dans etmesi!.. Evvelce bunlar yapıla-mıyordu. Çünkü yüzlerdeki utanma perdesi yırtılmamıştı. Ondan dolayı kadın «esir» sayılıyordu... (1924, c. XXV. sayı 630) Bu hafta bazı İstanbul hanımları Beyoğlu’nda Perapalas salonlarında bir «Lâle Balosu» verdiler, Böylece, İslâmlık âdetleri aleyhinde düzenlenen harekete «Kadın Birliği» de resmen katılmış oldu. On beş yıldan beri İstanbul’un özgürlük isteyen kadını bu hafta asıl amacına varmış oldu; beğendiği erkeği koluna takarak, göğsünü göğsüne yapıştırarak, şampanyalar içerek Perapalas salonlarında dans etti. Artık özgürlük dâvası sonuçlandı. (1924. c. XXIV, sayı 625) (...) Erkekle kadın arasında Darülfünun’da (Üniversite’de) başlayan bu «iştirak» gitgide bir moda haline gelerek toplum hayatının her yanında kendini göstermeğe başladı: sokakta iştirak, sinemada, tiyatroda iştirak, aktrislikte iştirak, şarkıda iştirak, meyhanede iştirak... İştirak, iştirak.. Nihayet iş dansta iştirake kadar vardı. (...) Düşünürlerimiz «Liselerde genç kızlarla erkekler birlikte okusunlar mı okumasınlar mı?» diye uzun uzadıya tartışmalarla vakit geçiriyorlar. (...) Orta öğretimde bir arada okumayı Avrupa ulusları bile kabul etmemiş olduğu halde bizde tartışması başladı. Biz ki daha ilk öğrenimi yüzde yirmi bile sağlayamadık. (...) Toplumsal gelenekleri ve şartları bilinen ulusumuzun 15-18 yaşlarındaki kız ve erkek çocukları bir araya getirilmek isteniyor. Hemen şurada burada liselere giden üç beş kişi varsa onları da okuldan alıkoymaya sebep olacağız. Medreselerin kapanması ile on beş, on altı bin kişi eğitim nimetinden yoksun kaldı. Şimdi de böyle «müşterek» bir öğretim çıkarırsak kendi kendine liseler de kapanır. O vakit rahat ederiz. Eğitimde yenilik son kertesine erişmiş olur. (1924, c. XXIV. sayı 607) Kızlar ve erkekleri okullarda birleştirmek bilim ve eğitim yerlerini dans yeri haline getirmekten başka bir şey değildir. (1924 c. XXIV sayı 608) Bu yaz çocukların başlarında «şems-i siper» (güneşlik) diye beyaz ketenden yapılmış şapkalar yaygınlaştı. (...) Son günlerde 13-14 yaşındaki Müslüman kızlarının başlarında da şapkalar görülmeğe başladı. (...) Yirmi yaşını geçen bazı gençlerin de hasır şapkalar giymeye başladıklarını gazeteler yazıyor. (...) İhtimal ki gazeteler buna dair «anket»ler de açacaklar. Bundan. bir süre önce Türk kadın-larının sahneye çıkıp aktrislik etmesini, barlara gidip eğlenmesini uygun görüp görmeyenler hakkında bazı gazeteler anket açmışlardı. Böylece ortam hazırlandıktan sonra şimdi Türk kadınları aktrislik de ediyor, kibar fuhuş yatakları olan barlara da gidiyor, meyhanelerde de oturup içki içiyor, dans salonlarında Müslüman, Hıristiyan herhangi bir erkekle dekolte kıyafette dans ediyor. Bunları yaptıktan sonra artık böyle-lerinin şapka da giymek isteyeceği tabiîdir. Bir taraftan çocuklardan başlayarak derece derece yukarıya doğru çıkarılarak olup bitti haline getirilmek istenen şapkanın biraz sonra caiz olup olmadığı hakkında bazı gazetelerin yayına başlayacağına da şüphe yoktur.
·
166 görüntüleme
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Âkif'in «başyazar»lığını ettiği Sebilürreşad dergisinde çıkan kınayıcı yazılar... ≈)))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.