Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bana biraz ışık verin yahu!
Merhaba sevgili okur, akışta sürekli karşına çıkan bu kitap hakkında ki düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum. Devamlı karşıma çıkıyor olmasının yanında oldukça merak uyandırıcı ve kaliteli alıntılara sahipti, yazarını da uzun zamandır takip ettiğim ve yazdığı incelemelerde ki üslubu beğendiğim için daha fazla ertelememeye karar verdim. Yapacağım olumu olumsuz eleştirilerin, (özellikle olumsuz eleştirilerin) yazarın kendisine şahsi bir söylem veya hakaret olarak algılanmamasını rica ediyorum. ... Ne zamandır yoldayım bilmiyorum. Ne kadar yürüdüm, daha ne kadar yürüyeceğim emin değilim. Sis bütün duyularımı ele geçirdi. (sy. 80) ... Kitabı bitirdim ve karmakarışık duygular içindeyim, bu yüzden biraz sakinleşene kadar kitabın kapak tasarımı ve iç dizaynından bahsetmek istiyorum. Kapak tasarımını, sayfa kalitesini, yazı puntosunu, sayfa numaralarının düzenini çok beğendim. Kitaba başlamadan önce Söylev Dizisi Fihrist'in amaç ve düşüncelerini belirttiği kısa yazıyı okudum, sonrasında yazıyı kitapla bağdaştırdım ve bu uyum oldukça hoşuma gitti. "Sonun asla başı unutmadığı, sonun başta yazanı yanında taşıyarak yolunu bulduğu, daimi bir döngü..." Kitabı bitirdikten sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınız için spoiler vermeyeceğim. Kitaba Umay'ın baş ucu kitabı
Sisifos Söyleni
Sisifos Söyleni
ile başlamak istiyorum. Sisifos Söyleni, Fransız yazar ve düşünürü Albert Camus'ün II. Dünya Savaşı ortasında yayımlanan deneme kitabıdır. Kitap, adını Yunan mitolojisinden alır. Yaşamı ve intiharı sorgularken, saçmayı, başka bir deyişle uyumsuzu anlatır. "Sisifos, Homeros`a göre ölümlülerin en bilgesiydi. Tanrıları kızdırması sonucu bir kayayı dağın tepesine çıkarmakla cezalandırılmıştı. Tam çıkardığı sırada taş aşağı yeniden yuvarlanıyor, Sisifos aşağı inip tekrar taşı çıkarmaya çalışıyordu. Camus'ye göre bu kısır döngüyü trajik yapan da kahramanın her deneyişinde tekrar düşeceğini bile bile taşı çıkarmaya gayret etmesidir." İşte aslında Umay'ın da hikayesi burada başlıyor. Gerçek ile kurmacanın sürekli çatışmada olduğu ve çoğu zaman bunları birbirinden ayırmanın imkansızlığa vardığı noktada Umay, her defasında tıpkı Sisifos gibi rüyaların doruğundan yuvarlanan gerçeğin peşinden gidip onu tekrar hayatının merkezine koymaya çalışıyor. Umay'ın hikayesini okurken onunla birlikte yaşam ve ölümü sorgulayacak, karanlık dehlizlerde gerçeği ararken, kendinizi daha karanlık rüyalarda kaybolmuş bulacaksınız. Yazarımız, Umay'ı ve dünyasını daha yakından tanıyabilmemiz için bize Sisifos Söyleni gibi birçok ipucu vermiş aslında. Kitabın içinde geçen
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
ndan tutun da, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın " Sana Bir Tanrı Getirdim" şiirine, Polonyalı ünlü piyanist Chopin'den, şiirlerini çok az kişinin bildiği ve benim de sevdiğim bir şair olan Hamza Hüsrev' e kadar, çok ince ve hoş göndermeler var. Burada yazarın ince zekasını takdir etmeden geçmek olmaz. :) Güzel olduğunu düşündüğümüz ne varsa bir silgiyle silinmiş, üstü karalanmıştır. (sy. 56) Umay sanata ilgi duyan, resim çizmeyi seven, kitaplarla arası iyi olduğu için kitabevinde çalışması muhtemel olan ( gerçekliğinden emin olamıyoruz.) başkarakterimiz. Kitapta kişi kadrosu az, olaylar genelde birinci tekil ağızdan anlatılmaya çalışılsa da maalesef kitabın güzelliğini baltalayan bir Türkçe kullanılmış. Yazarın kendi incelemesi de dahil olmak üzere, bu kitap hakkında birçok inceleme yazısı okudum.
Fethi Korkmaz
Fethi Korkmaz
bunun farkında ve ikinci basımda bu sorunun giderileceğini söylemiş fakat benim elimde ki kitap ikinci basım ve hataların hiç mi hiç düzeltildiğini sanmıyorum. Sanki Korkmaz'ın taslakları Türkçe kuralları göz ardı edilerek bir araya toplanmış ve kitap haline getirilmiş. Kitap zaten bir karmaşa içinde ilerlerken, sık sık karşılaştığım bu hatalar ( imge yanlışları, anlatım bozuklukları, arka arkaya uzun sanatlı söyleyişler ve anlatım tekniklerinden kaynaklı hatalar...) zihnimi çok yordu. İlk defa bir kitabı okurken bu kadar yoruluyorum. ( Dinlenmek için araya iki kitap sıkıştırdım.) Gerçek ve kurmaca o kadar iç içe girmiş ki kullanılan dille bu ikisini birbirinden ayırmak oldukça zor oldu. Başlarda branşımın Türkçe olması yüzünden yapılan hatalara bu kadar takıldığımı düşündüm ve kitabı dinlene dinlene okumaya devam ettim. (Pek başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim, az kalsın kafayı yiyordum :) Bütün bu hataların içinde ışıl ışıl parlayan ve altını çizmekten keyif aldığım cümleler de vardı. Kömür madeninde elmas bulmak kadar mutluluk vericiydi bu cümleler. Bence yazarımızın asıl cevheri de bu cümlelerle ortaya çıkıyor. İlk kitabına göre konu seçiminde oldukça cesur davranmış olduğunu düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda kendini geliştirerek bizlere anlatım yönünden daha kaliteli eserler sunacağından eminim. Potansiyeli yüksek ve önü açık genç bir yazar. ( Türkçe'yi daha iyi kullandığı sürece :) Kelimeler yoluna ışık tutsun, başarılarının devamını diliyorum. Son diye bildiğimiz her şey bizi yeni bir arayışın pençesine sürükledi. ( Sy.123)
Arayış
ArayışFethi Korkmaz · Fihrist Kitap · 2022301 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.028 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Sy. okurunun profil resmi
Hayırlı sabahlar, ben de böyle ayrıntılı bir açıklama yaptığınız için çok teşekkür ederim. Duygularınızı aktarırken heyecanın devinime yenik düştüğünüzü tahmin edebiliyorum. Bu çoğu yazar için öyledir, daha sonra notlar düzenlenir ve bir araya getirilir. Keşke yayınevi kapak ve dizayna önem verdiği kadar, içerikle de biraz ilgilenmiş olsaydı. Bahsettiğim kelime oyunlarınız değildi hayır, kullanılan dilin ağır olmasını garipsemedim. Ele aldığınız konuya göre normaldi. Sadece sık sık denk geldiğim hatalar (branşımın getirdiği gıcıklıkla) beni kurgudan daha çok yordu. Bazen kitabı bırakıp evde dolandım durdum, dakiklarca boşluğu izledim. Bana farklı bir deneyim kazanırdı. Umay' ı daha iyi tanıyabilmemiz için bıraktığınız küçük ipuçlarını takdir ettim. Karakterle oldukça örtüşüyor olması dâhiyane. İncelemede de bahsettiğim gibi sizde ki cevheri gerçekten ortaya koyan cümleler vardı, her sayfada altını çizecek bir cümle bulmak keyif verdi. Uzun sanatlı söyleyişlerden ziyade, bu söyleyişlerin arka arkaya olması da biraz yorucu olmuş. Hepsi birbirinden güzel, o ayrı. :) Rabbim hakkınızda hayırlı olanı nasip etsin, en kısa zamanda durumunuzu düzeltir ve yolunuza kaldığınız yerden devam edersiniz inşallah. Daha iyisini yapabileceğinizi bildiğim için yaptığım bu ufak eleştirileri mazur görün. Daha nice kitaplarda adınızı görmek ve yorumlarda buluşmak üzere 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.