Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Dünyanın En Zor işi Aylak Adam Olmak.
Kitabı taze bitirdim ve hemen inceleme yazmaya koyuldum kitabın bende bıraktığı etkiyle.Epigraf olarak Baki'den bir dize seçmiş Atılgan.Kitabı bitirdiğizde anlamını çok daha iyi anlıyorsunuz.Karakterin bir ismi yok.C denmiş.Belki de isminin baş harfi bile bu değil.Ama mühim değil.O aylak adam.Dünyanın en zor işi.Diğerleri sokaklarda bir karınca sürüsü misali monoton hayatlarında koşuştururken o en zor işi almış.Durup sorgulamak düşünmek.İsmi önemli değil.Karınca sürüsüne dahil olmayan tüm aylaklar C'dir.Aylak adamdır.Ben de dahil.Ebedi bir yalnızlık belki de.Sinemadan çıktığınızda,kitapçıda dolaşırken,sokak isimlerinin manasını anlamaya çalışırken,galeride bir resme bakarken onu bulacağınızı zannedersiniz.O kim belli değil.Sizi anlayacak olan yalnızlığınızı paylaşacak olan kişi.Bu herhangi biri olabilir.Aylak adam sinemadan çıkar.Sokakta koşuşturan insanların içerisinde on'u bulmaya çalışır.Yolda yürürken gördüğü her çehrede geçmişi hatırlar.Şaşı kadının mavi gözlerinde Zehra Teyze,yolun köşesinde onu tartaklayan terziler.Eve doğru ilerler.Bu kısım bilinçakışı tekniğinin edebiyatımızdaki en iyi örneklerindeBir de Oğuz Atay bilinçakışını başarı ile uygular eserlerinde.Eve yürürken onun zihninin karmaşasını ,geçmiş ile geleceğin,aradığını bulamamanın hüznünü paylaşırız.Eve gelir.Piyano dinlemek,camdan dışarı seyretmek zihninin onu zorlayan buğusundan kurtulmak ister.Onunla beraber bizim de zihnimiz buğulanır.Atölyeye gider.Orada öğreniriz sokak isimlerine bir nevi takıntılıdır.İsimleri ile hiç alakası olmayan sokak isimleri vardır.Evler,mahalle sakinlerinin bu isimlerle alakası yoktur.Kimse düşünmez ama o düşünür.Aylaktır ve dünyanın en zor vazifesini üstlenmiştir.Sinemaya gider.İzlediği film ile dışarı çıkar. Dünyadaki insanlar sinemaya,iyi filmlere gitseler.Sonra bu iyi filmlerin etkisiyle filmden çıksalar.Ah! Ne güzel olurdu.Sokakta yürürken sebebsiz yere güler.Tüm insanlar bakar.Gülmeyi bile saçma kurallarına alet eden insanlar. Ayşe,B,Güler hangisi acaba o? Aylak adam farkındadır üzücü bir şekilde.O bu dünyada yok.Milyonlarca insanın arasında öyle biri olmadığını bilmek,seni tam manasıyla anlayacak olan.Olmuyor demeyeceğin bir zaman sonra.Ayşe ve Güler kısmında toplumun kadın bedeni üzerine koyduğu tabulara değinmiş Yusuf Atılgan.Genç kadınlar için bir tür mahalle baskısı günümüzde bile devam etmekte.İnsanlar ne der? Patrikal bir aile düzeni içerisinde yetişmiş bir genç kadının kendi bedeni üzerinde söz söyleme hakkı yoktur.Çünkü ailesinin ve mahallenin ondan önce söz söyleme hakkı vardır.Güler fakülteye giderken anne ve babasıyla yaşayan genç bir kız.Ama reşit olması onun gideceği yer için babasından izin almasını etkilemez.Gideceği her yer için ailesine haber verir.Patrikal bir aile yapısı içinde büyüdüğüm için bu durumu çok iyi biliyorum.Yazarın mahalle baskısı,kadınların özgürlüğü ve toplumun kadın bedenleri üzerinden ahlak bekçiliği yapması toplumun kanayan bir yarası.Belki günümüzde daha büyük toplumsal sorunlarla karşı karşıyayken genç kadınların bedeni ve onların özgürlüğü üzerinden konuşmak yerine büyük problemlere odaklanmak gerekir.Fakat bu başka bir şey.Toplumda yerleşik bir düzen.(Sosyolog olsaydım mahalle baskısı ve genç kadınların toplumumuzda özgür olmaması üzerine kapsamlı bir tez yazardım).Aylak adam Güler'e bunları dert etmeyeceğin günler olacak dedi.Üzücü bir haber değişen bir şey yok.Açıkcası erkek bir yazarın genç kadınların muzdarip olduğu mahalle baskısına değinmesi çok hoşuma gitti.Zira bazı yazarlar üst burjuvazi kadın karakterleri merkeze alarak memur kesimi,işçi kesiminden yetişme kadınların dertlerini anlatmaktan ve onların dünyasını anlamaktan çok uzak! Güler'in mavi gözleri,onun sıradan hayalleri,eğer B 'nin peşinden gitseydi hikayenin çok farklı olacağı derken.Ayşe tekrar gelir.Resim ve kumsal.İnsanların sırf toplum zoruyla istemedikleri yaşama katlanması gözlerinin önüne gelir.Mühendis ve ailesi tam karşısında .Semra tipik evin genç kızı.Sofrada tuzu uzatan,büyüklerine hürmet eden bunun karşılığında örnek konumuna çıkan.Pansiyonda yenilen akşam yemekleri,sıcak hava,Ayşe'nin yanında olmuyor demesi.Bacaklara takıntılı.Babası yüzünden.Annesi küçük yaşta vefat etmiş.Despot bir baba ile büyümüş.İş adamı olmasını isteyen bir baba.Kitap okumasına karşı,komisyocu olmasını ister.İnadına çok okur,sanata yönelir.Baba bir komplekstir onun için.Ayşe ve Güler için de aynı şey söz konusu.Belki bu yüzden Ayşe ile atölyede piyano dinlemeyi sever.Güler ile lokantalarda oturmayı(mavi göz faktörüde var),saçlarını geriye atışını seyretmeyi sever.Kış günü başlar.İlkbahar gelir,yaz,güz.Kitap mevsimlere ayrılır.Her mevsim sokakta,sinemada,atölyede,resimde,kitaplarda bir arayış.Hep farkına varır o karınca sürüsünden değil.Memur evleri,kasap,manav,lokantalar sıradan insanlar var.Hayat var kitapta ve sorgulamalarıyla aylak adam.Girift bir zaman var.Karakterler araya girer çoğu zaman.Anlatıcılar değişir.Herkes komplekslerini döker,arayışını sürdürür.Aylak adam yalnızlığın,şehrin romanıdır.Bir toplumun anatomisidir aynı zamanda.İyi okumalar.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,6bin okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.